Examples of using "Refusé" in a sentence and their turkish translations:
Onlar reddetti.
Ben ilk önce reddettim.
Tamamen reddediyorum.
Biz reddettik.
Bana ödeme yapılmasını reddettim.
Biz teklifi reddettik.
Teklifi reddettim.
Davetimi reddetti.
O, postayı kabul etmeyi reddetti.
Yorum yapmayı reddetti.
O benim önerimi reddetti.
O davetimizi reddetti.
O bana yardım etmeyi reddetti.
Tom bana yardım etmeyi reddetti.
O, onun yardım teklifini geri çevirdi.
Tom reddetti.
Tom davetimi reddetti.
Ve her defasında, reddetti.
Niçin onun önerisini reddettin?
Ben kişisel nedenler için reddedildim.
Onlar bize yardım etmeyi reddettiler.
O, parayı almayı reddetti.
İş teklifini çok kibar şekilde reddetti.
Onlara bilgi vermeyi reddetti.
Tom benimle konuşmayı reddetti.
Tom bize yardım etmeyi reddetti.
O bize inanmayı reddetti.
O bunu reddetti.
Amerikalılar teklifi reddetti.
O onlara bilgi vermeyi reddetti.
O, tokalaşmayı reddetti.
O, rüşvet almayı reddetti.
O, arkadaşlık isteğimi reddetti.
Mary konser için bir davetiyeyi geri çevirdi.
O, nasihatimi dinlemezdi.
Onun arazisine girişim reddedildi.
Onun yardımı reddetmek bir hataydı.
- Tom gine domuzlarıyla oynamayı reddetti.
- Tom hint domuzlarıyla oynamayı reddetti.
- Tom kobaylarla oynamayı reddetti.
Maalesef, Tom bize yardım etmeyi reddetti.
Benimle gitmeyi reddetti.
Onun teklifini geri çevirdiklerine şaşmamalı.
Muhabir kaynaklarının adını vermeyi reddetti.
- Doktorlar ikinci bir operasyonu yapmayı reddettiler.
- Doktorlar ikinci bir ameliyatı yapmayı reddettiler.
Neden iş için geri çevrildim?
Onların istediklerini yapmayı reddetti.
Arkadaşlık isteğimi reddetti.
Tom adını imzalamayı reddetti.
Rehinelerin yerini açıklamayı reddettiler.
Sami hamam böceğini ayağıyla ezmeyi reddetti.
O ödemeyi reddetti.
Ödemeyi reddettim.
O işten vazgeçtiğine inanamıyorum.
O bana yardım etmeyi reddetti.
Arayan kişi bize adını vermeyi reddetti.
- Onun teklifini reddetti.
- Onun önerisini reddetti.
Tom yemek yemeyi reddetti.
Kısaca söylemek gerekirse, o, onun önerisini geri çevirdi.
Onun kendisiyle evlenmesini istedi fakat o reddetti.
Geceleyin çalışmayı neredeyse tüm işçiler reddetti.
Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım.
Tom Mary'nin istediği şarkıyı söylemeyi reddetti.
Ona inanmayı reddettim.
Ne yazık ki o gelmeyi reddetti.
O bize inanmazdı.
- O görmezden geldi.
- O, göz yumdu.
- Görmezlikten geldi.
- Görmezden geldi.
Ben ona biraz para vermeye çalıştım, ama o hiç almadı.
O onu itiraf etmeyi reddetti.
O, tavsiyelerine uymayı kabul etmediği için çok sinirlendi.
O onu reddetti.
Tom'a bunu anlatmaya çalıştım ama o beni dinlemeyi reddetti.
Tom'un neden bize yardım etmeyi reddettiğini anlayamıyorum.
CBP yetkilileri Anna ile konuşmama izin vermedikleri gibi
Tom belgeyi imzalamayı reddetti.
- O benim davetimi reddetti.
- Davetimi reddetti.
Tom'dan bana biraz borç para vermesini istedim, ama reddetti.
O onu itiraf etmeyi reddetti.
O rezil olmak istemediği için ona yardım etme önerimi reddetti.
O, içeri girmemi açıkça reddetti.
At durdu ve kımıldamadı.
İngilizce konuşmayı reddetti.
Ona ne olduğunu sordum ama o bana anlatmak istemedi.
Tom bir ambulans çağırmama izin vermedi bu yüzden onu hastaneye kendim götürdüm.
Tom'un patronunun ona zam vermeyi reddettiğini duydum.
O, parayı kabul etmeyi reddetti.
yüzlüyü tercih ediyordu . 30 yaşındaki Ney, terfisini bir kereden fazla
. Sonrasında, Ney Fransa'dan kaçma şansını geri çevirdi ve geri yüklenen monarşi tarafından
Tom bize bir şey söylemeyi reddetti.
Askeri mahkeme hapis cezasını reddetti, bu yüzden davası Akranlar Odası'na gitti.
O, ona bazı sorular sordu fakat o cevaplamayı reddetti.
O onun evine gelmesini rica etti fakat o reddetti.
Tom Mary'ye bazı sorular sordu ama o onlara cevap vermeyi reddetti.
O ona sigaradan vazgeçmesini tavsiye etti fakat o onu dinlemezdi.
O ona çok hızlı araba sürmemesini tavsiye etti fakat o onu dinlemedi.
O ona çok fazla tuz kullanmamasını tavsiye ederdi fakat o onu dinlemezdi.