Examples of using "Puissiez" in a sentence and their turkish translations:
Keşke benimle gelebilseydin.
Fakat yapabileceğiniz en iyi şey bu.
Gelemiyor olmanız ne kötü!
- Bizi burada görebilmeni dilerim.
- Keşke bizi burada görebilseydin.
Nereye gidersen git bana yazmayı unutma.
Ne yazık ki bize katılamazsın.
Öğle yemeğinden önce onu yapabileceğinizi düşünüyor musunuz?
hepsi üzerinize çullanıyor kaçacak bir yerin yok.
yani internetten de basitçe bu bilgilere ulaşabilirsiniz yahu
Telefona cevap vermek istersen, evde kal.
Bu akşam gelemiyeceğine üzüldüm.
Güvenebileceğin birisi var mı?
Ne yazık ki gelemezsin.
Yapabilirseniz minnettar olurum.
Bir işi yarım bırakmak yapılabilecek en kötü iştir.
Beni yenebileceğini düşünüyor musun?
Kanıtlayamasan bile neyin doğru olduğuna inanırsın?
Gerçekten gelebileceğini umuyorum.
Sahip olabileceğiniz en büyük silah insanları anlamaktır.
Keşke bizimle gelebilsen.
Gelebilmene memnun oldum.
başkalarının sağlığı için çok büyük bir iyilik yapmış oluyorsunuz.
Gelebildiğinize sevindim. Lütfen kendi evinizdeymiş gibi davranın.
Yapabileceğiniz en kötü şey budur!
Ne yazık ki gelemezsin.
Yatakta para kazanamadığınız sürece, yatakta kalmayınız.
Gece burada kalabilsen keşke.
Bana bilgi verebilmen için geldim.
Bizimle gelebilirsen memnun olurum.
Keçua öğrenebilmen için çalışıyorum.
herhangi bir cihaza aktarılabilir, böylece istediğiniz zaman, istediğiniz yerde izleyebilirsiniz.
Beni durdurmak için yapabileceğin bir şey yok.
Ne yazık ki gelemezsin.
Geceyi birkaç kez izlemek için harcadığımı biliyorum, böylece rahatça uyuyabilirsin,
Onu satabileceğini sanmıyorum.
- Korkarım, onu başaramazsın.
- Korkarım, onu yapamazsın.
Senin bunu yapabileceğini sanmıyorum.
Saklanabileceğin hiçbir yer yok.
Onun hakkında yapabileceğin bir şey yok.
Ne yazık ki bizimle seyahat edemezsiniz.
- O konuda kesinlikle yapabileceğin hiçbir şey yoktu.
- Kesinlikle onun hakkında yapabileceğin hiçbir şey yoktu.
Bugün bizimle gelememen çok kötü.
Biraz daha kalamaman çok kötü.
Seni gördüğüme sevindim ama burada yapabileceğin bir şey yok.