Examples of using "Profondeurs" in a sentence and their turkish translations:
dipteki zengin besinleri kaldırarak burayı dünyanın
Derinlerde bu şekilde iletişim kurarlar.
Denizaltı, okyanusun derinliklerinde saklandı.
besinlerindeki karbonu suyun derinliklerine taşıyorlar,
Derinlerden gelen bu defineyi toplamaya her yıl yüzlerce insan gelir.
Fakat artık son teknoloji çekim teknikleri kullanarak zifiri karanlıklara dalabiliyor...
Güneş batıyor. Fokların avladığı balıklar derinlerden yukarı çıkıyor.
Ama gecenin derinliklerinde keşfedilmeyi bekleyen bir okyanus dolusu bulgu hâlâ var.
Kendimi okyanusun derinliklerine batırmak istiyorum, ki orada gözden kaybolup bir daha asla görünmeyeyim.