Translation of "Profit" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Profit" in a sentence and their turkish translations:

Où le profit est important.

ve kârın çok önemli olduğunu biliyorum.

profit. Et ça c'est un problème.

elde etmiyor, Ve bu da bir problem.

- Tu ferais mieux de mettre à profit l'occasion.
- Vous feriez mieux de mettre l'occasion à profit.

Fırsattan yararlansanız iyi olur.

Elle tire souvent profit de son ignorance.

O, sık sık onun cehaletinden faydalanır.

Tom devrait mettre à profit cette opportunité.

Tom bu fırsattan yararlanmalı.

Tom veut un plus gros pourcentage du profit.

Tom daha iyi bir kar yüzdesi istiyor.

Ce n'est pas un profit acquis sans peine.

- Kolay iş değil.
- Hafife alınacak cinsten değil.

Il mettait à profit chaque occasion d'exercer l'anglais.

İngilizceyi pratik yapmak için her fırsatı kullandı.

Il a vendu ses actions avec beaucoup de profit.

O, hisselerini çok iyi bir karla sattı.

J'ai fait un bon profit en vendant ma voiture.

Arabamı satarak iyi bir kazanç elde ettim.

Je veux mettre à profit l'occasion de parler au gouverneur.

Ben vali ile konuşma fırsatından yararlanmak istiyorum.

Pour celles qui ont renoncé à leurs droits au profit d'autres.

Haklarından başkaları için vazgeçmiş kadınların sesi.

Car il s'agit d'utiliser la science au profit de nos enfants.

çünkü bilimin, çocuklar için nasıl en iyi şekilde kullanılacağı ile ilgili.

Ils ont sacrifié la vision des couleurs au profit de la photosensibilité.

Işığa duyarlılık uğruna renkli görmeyi feda etmişlerdir.

J'avais du mal à imaginer qu'elle puisse tirer profit de cette relation.

Onun bu ilişkiden bir şeyler kazandığını düşünmek ilk başta çok zordu.

J'ai donc décidé de mettre à profit mes super-pouvoirs de mon enfance,

Böylece çocukluğumdaki süper gücümü kullanıma sokmaya karar verdim,

- Ce livre m'a beaucoup bénéficié.
- J'ai tiré un gros profit de ce livre.

O kitaptan çok yararlandım.

- Il met à profit ses opportunités.
- Il tire le meilleur parti de ses opportunités.

O, fırsatlarını iyi kullanır.

- Essaie de tirer profit de chaque occasion.
- Essaie de tirer parti de chaque occasion.

Eline geçen tüm fırsatları değerlendirmeye çalış.

La hausse des prix de l'immobilier lui a permis de vendre sa maison en faisant un gros profit.

Ev fiyatlarındaki artış onun evini büyük bir kârla satmasına olanak sağladı.

Nous allons nous assurer que personne ne tire avantage du peuple étasunien pour son propre profit à court terme.

Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.

La prochaine fois que je change d'emploi, j'ai besoin d'un travail qui me permettra de mettre à profit l'expérience que j'ai acquise jusqu'à maintenant.

Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.

- Avec ces données, je peux voir que votre entreprise fait du profit.
- Je peux voir à partir de ces données que votre entreprise réalise un bénéfice.
- Je constate à partir de ces données que votre entreprise est rentable.
- Je suis en mesure de voir à partir de ces données que votre entreprise fait des profits.

Bu verilere bakılırsa, firmanız kâr ediyor.