Examples of using "Poussent" in a sentence and their turkish translations:
Yapraklar dallarda büyür.
Yirmilik dişler geliyor.
Üzümler salkımla yetişir.
Gövdesinden dallar büyümektedir.
Bir elma ağacı elma sağlar.
Bitkiler büyür.
Şu ağaçta yetişen tüm mangolara bak.
Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.
Portakallar sıcak ülkelerde yetişirler.
Bakın, üzerinde sarmaşıklar var.
Bitkiler bu toprakta büyümez.
Ağaçlar bozkırlarda yetişmez.
Kakao ağaçları, yağmur ormanlarında yetişirler.
- Bitkiler büyür.
- Bitkiler büyüyor.
Yağmurdan sonra ormanda birçok mantar yetişir.
konsantre olmaya ve doğru yola itmesi.
bir bakıyorsun orada böyle çiçekler var doğal ortamda yetişmiş
Onun kulağının dışında büyüyen çirkin tüyleri var.
bir kaya matkabı alıp, ağaçları dikip, büyümesini beklemeniz gerekebilir
Elmalar ağaçlarda büyür.
Çiçekler çayırda büyüyorlar.
çünkü şehirler yabani ot gibi bir gecede çiçek açmıyor.
1029'da, yerel sazlarla desteklenen Danimarkalılar, Olaf'ı sürgüne sürdü.
Bu mezgitleri kuzeye gitmeye ve daha soğuk bölgeleri aramak için