Examples of using "Chasse" in a sentence and their turkish translations:
İyi avlar!
Sifonu çektim.
dalgaları kovalıyorum.
- Avcılık ruhsatınız var mı?
- Av ruhsatın var mı?
İkisini de doyuran avları anne indiriyor.
Ava gidiyoruz.
Tom sifonu çekti.
Tuvaletin sifonu düzgün çalışmıyor.
Tungara kurbağalarını avlayan bir yırtıcı var.
Tuvaletin sifonu çalışmıyor.
Onların iyi bir avı vardı.
Mutfaktan kediyi çıkart.
Cadı avı başladı.
Tuvaletin sifonunu çekmeyi unutma.
Bir erkek puma. O da ava çıkmış.
Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır.
Av sezonu bitti.
Boş zamanımda Kanada geyiği avlarım.
ve avlanmayı basit bir refleks haline getirdiği ile alakalı.
Ortada bunca av olması başka jaguarları da buraya çekiyor.
O, ördek avına gitti.
Ertelersen kaybedersin.
Avcılık milli parklarda yasaklanmıştır.
Bir inek kuyruğu ile sinekleri kovar.
Sifonu çekmeyi unuttun.
Bu safça düşünceleri kafandan at.
Daha aydınlık olması dişi aslanın avlanmasını zorlaştırıyor.
Hemingway, Afrika'daki büyük hayvan avından hoşlandı.
Erkekler aslanları avlamaya gitti.
Tamam, bu iyi bir av olacak. Küçük kutumu çıkartayım.
Şartlar, av için haftalarca bu kadar iyi olmayacak.
Avlanma sahalarını büyük kedilerle paylaşıyorlar.
İşte gece şehirde avlanan sarı renkte bir fırsatçı.
Bir dişi aslan, 13 aslandan oluşan sürüsüyle ava çıkmış.
Ancak avın gürültüsü serin gecede çok ilerilerden duyuluyor.
Bir yarasa yiyecekleri avlar ve geceleri yemek yer ama gün boyunca uyur.
Kartal sinek yakalamaz.
Ne yapacağız? Ultraviyole ışıkla mı avlanacağız? Yoksa bir tuzak mı yapacağız?
Uyursan, kaybedersin.