Examples of using "étranger" in a sentence and their turkish translations:
Selamlar, yabancı.
Ben yabancıyım.
- Ben bir yabancıyım.
- Ben yabancıyım.
- Yabancıyım.
Tom bir yabancı değil.
- Ben bir yabancıyım.
- Ben yabancıyım.
- Yabancıyım.
Bir yabancının dışarıda yürüdüğünü gördük.
Binaya bir yabancı girdi.
Ben burada bir yabancıyım.
Dün bir yabancı bana telefon etti.
- Tom bir yabancıya benziyor.
- Tom bir yabancı gibi görünüyor.
Aksanı onun bir yabancı olduğunu göstermektedir.
Yabancı bir arazi yok; yalnızca yabancı olan seyyah budur.
Bir yabancının o eve girdiğini gördüm.
- O bir yabancı ile evli.
- O, bir yabancıyla evli.
Üzgünüm, burada bir yabancıyım.
Onu bir yabancı olarak görüyorum.
Bu mektup bir yabancı damgası taşımaktadır.
O tam olarak bir yabancı değildi.
O İngilizceyi yabancı aksanıyla konuşur.
O bir yabancı değişim öğrencisi.
Tom'un yabancı olduğunu biliyorum.
Yabancı bir ülkede yapayalnızım.
Daha önce bir yabancı ile hiç konuşmamıştım.
O bir yabancı ile konuşmaya başladı.
Tatilimi yabancı bir ülkede geçirdim.
Bu gece yabancı bir film izleyeceğiz.
O, Fransızca bilmeyen bir yabancıdır.
Bana sanki bir yabancıymışım gibi davranıyor.
Brezilya'da yabancı gibi muamele ediliyorum.
Bir yabancı geldi ve bana hastaneye giden yolu sordu.
Bir yabancı için Japonca öğrenmek kolay değildir.
Ben burada bir yabancıyım.
Şimdiye kadar bir yabancıyla konuşmadım.
Bir yabancı ile arkadaş olmak ilginçtir.
Ebeveynlerim kız kardeşimin bir yabancıyla evlenmesine karşı.
Babasının yabancı bir ülkede öldüğü söyleniyor.
O uzaktaki uzaylıyla bizim şimdimiz aynı değildir.
Dikkatsizce bir yabancıya e-posta adresimi verdim.
Bir yabancı, sadece sizin henüz tanışmadığınız bir arkadaştır.
ama elin yabancısı yapınca da vay efendim kaka vay efendim kötü
Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.
Ben insanım, insana dair hiçbir şey bana yabancı olamaz.
Kendimi bir yabancı gibi hissediyorum.
Yabancı aksan sendromu henüz açıklanamayan, hastanın anadilini daha fazla düzgün şekilde telaffuz edemeyip yabancı bir aksanla konuşmaya başlamasıyla vuku bulan tıbbi bir durumdur.
normal hayat Asmaa'nın en ünlü başkentlerinden birinde büyüdü
- Otobüste bir yabancı benimle konuştu.
- Bir yabancı, otobüste benimle konuştu.
Bir yabancı olsam, muhtemelen çiğ balık yiyemem.
Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
- Kendi işine bak.
- Kendi işlerine bak.
Neden bilmiyorum ama ilk buluşmadan beri onun bir yabancı olmadığını hissediyorum.
Seni ilgilendirmeyen konulara karışma.
Yabancı bir ülkede pasaportunu kaybetmek valizini kaybetmekten veya cüzdanını çaldırmaktan daha kötüdür.