Examples of using "Todennäköisesti" in a sentence and their turkish translations:
Muhtemelen kaybederdim.
Biz muhtemelen takip edildik.
Muhtemelen.
Tom muhtemelen kazanacak.
O muhtemelen perili.
Bugün muhtemelen yağmur yağacak.
o zaman muhtemelen o bilime daha az güvenirim.
O, muhtemelen oyunu kazanacak.
O konuda büyük olasılıkla yanılıyorsun.
- Galiba şimdilik güvendeyiz.
- Şimdilik muhtemelen güvendeyiz.
Tom muhtemelen Boston'a gitti.
Tom muhtemelen kazanmayacak.
Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
Muhtemelen değil.
Onlar muhtemelen sarhoş.
Onlar muhtemelen korkmuş.
Onlar muhtemelen uyuyor.
Muhtemelen Tom'u sevmiyorsun.
Muhtemelen hapishanede öleceksin.
John'un hata yapması olasıdır.
Tom muhtemelen hâlâ Fransızca çalışıyor.
Tom muhtemelen Mary'nin evine gitti.
Onlar muhtemelen zaten ölü.
Muhtemelen Tom'un raporunu okumayacağım.
- Muhtemelen sorunun kolay bir çözümü vardır.
- Soruna basit bir çözüm muhtemelen mevcut.
Tom muhtemelen hâlâ ofisinde.
Elinizden geleni yaparsanız, muhtemelen başarırsınız.
O sadece yine muhtemelen molehill dışında bir dağ yapıyor.
Muhtemelen polen veya toza alerjin var.
O galiba ödülü alamayacak.
Muhtemelen ne zaman varacağını düşünüyorsun?
Bu öğleden sonra Tom'un muhtemelen burada olup olmayacağını merak ediyorum.
muhtemelen mini mini arabalar ve büyük hükümetler yerine
O, işi muhtemelen yarına kadar bitirecektir.
Bu skandal muhtemelen seçilme şansınızı mahvedecek.
Amerikalıysanız, muhtemelen bu haritayı okulda görmüşsünüzdür.
Muhtemelen çok geç olduğunun farkındayım.
- O muhtemelen onunla cinsel ilişkiye girmedi.
- Belki de onunla seks yapmadı.
Tom muhtemelen uyuyor.
Tom muhtemelen Mary'nin evine nasıl gideceğini biliyor.
Patates cipsi yemeye nazaran patlamış mısır yemenin daha sağlıklı olması muhtemeldir.
Tom muhtemelen haklı.
Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.
Tom muhtemelen öfkeli.
Aşağıda su varsa bu orada hayvanların da olacağı anlamına gelir.
Senin pozisyonunda olsaydım muhtemelen ne yapacağımı bilmezdim.
Eğer Tom daha fazla sebze yerse, muhtemelen daha sağlıklı olur.
Tom muhtemelen bu öğleden sonra sana yardım edebileceğimi düşündü.
Ne düşünüyorsan olacak, muhtemelen sonuç sürpriz olacak.
Tom gitarını muhtemelen üst katta bıraktı.
Tom muhtemelen buralarda Fransızca konuşabilen tek kişidir.
Muhtemelen öldü.
Tom'a aşık olmak muhtemelen Mary'nin yapmış olduğu en büyük hataydı.
Muhtemelen onu yeterince sık söylemediğimi biliyorum, ama seni seviyorum.
Tom muhtemelen bekliyor.
Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.
Mademki Tom ve Mary ayrıldılar, ona çıkma teklif etmek için sorun yok.
Tom muhtemelen uyuyor.
Muhtemelen Başbakan, "dinî değerlere dayalı siyaset"i kast ediyordur.
- Bu gece soğuk olması muhtemel, bu yüzden ekstra bir battaniyeye ihtiyacın var.
- Muhtemelen bu gece soğuk olacak, bu yüzden fazladan bir battaniyeye ihtiyacın olabilir.
Senin geçmiş deneyimini bilmeyen biri senin bir yerli konuşmacı gibi konuştuğunu söylerse, bu senin bir yerli konuşmacı olmadığını onlara fark ettiren konuşman hakkında muhtemelen bir şey fark ettiği anlamına gelir.Yani, senin gerçekten yerli konuşmacı gibi konuşmadığını.