Examples of using "Näen" in a sentence and their turkish translations:
Ben kitabı görüyorum.
Kızı görüyorum.
Bir aslan görüyorum.
Bir kitap görüyorum.
Onları sık sık görürüm.
- Anlıyorum.
- Görüyorum.
Fransızca hayal kurarım.
Berrak hayallerim var.
Yıldızı görüyorum.
Dumanı görebiliyorum.
Sık sık kabus görürüm.
Siyah giyinen bir kadın görüyorum.
Gelişmesini görüyorum.
Hayal kuruyor olmalıyım.
Yüzünü görebilmem için yakına gel.
Yarın sabah dokuzda görüşürüz.
Ağaçların arasında bir adam görüyorum.
Adamı görüyorum.
Sanırım sorunu anlıyorum.
Ne olduğunu anlıyorum.
Ben burada bir bağlantı görüyorum.
Çok yakında seni göreceğim.
Arada sırada seni görüyorum.
Yarın kütüphanede görüşürüz!
Onu her gün görüyorum.
- Ağaçlar arasında bir ev görüyorum.
- Ağaçların arasında bir ev görüyorum.
Ben ilk kez böyle bir şey gördüm.
Ben bir erkek ve bir kadın görüyorum.
Onu görebiliyorum, orada kollarını sallıyor.
Marika'yı neredeyse her gün görürüm.
Onu burada sevmediğini söyleyebilirim.
- Seni gördüğüme çok mutluyum.
- Çok sevindim sizi gördüğüme.
Neden seni rahatsız ettiğimi bilmiyorum.
Onu görür görmez öldürürüm.
Bu filmden sonra kesinlikle kabuslar göreceğim.
Ben o filmi izlediğimde her zaman ağlarım.
Tom'u tekrar göreceğimi sanmıyorum.
Onu her gördüğümde, gülüyor.
Şu ağacın altında duran bir kız görüyorum.
Seni tekrar görünceye kadar dakikaları sayıyorum.
Görünüşünden onun hasta olduğunu anlayabiliyorum.
Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.
Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.
Kaza resmi beni hasta ediyor.
- Gördüğüm kadarıyla üç seçeneğimiz var.
- Benim bakış açımdan üç seçeneğimiz var.
Sorununun ne olduğunu anlıyorum.
Düşündüğüm şey bu.
Seçeneğim olmadığını görüyorum.
gençlik yıllarımdaki hâlime bakıyorum, ki çoktan geçti gitti. Gerilimler karşısında hayat arkadaşıma sığınıyorum. O da bana sığınıyor.
Aşağıda parlayan bir şey görüyorum. Sorun şu ki helikopter buraya inemez.