Examples of using "Englantia" in a sentence and their turkish translations:
- İngilizce konuşuyor musun?
- İngilizce konuşur musun?
İngilizce çalışır mısın?
İngilizce çalışırım.
Nasıl İngilizce konuşacağını biliyor musun?
Sen akıcı İngilizce konuşuyorsun.
Marslılar İngilizce konuşurlar mı?
O İngilizce konuşur.
Sen akıcı bir şekilde İngilizce konuşursun.
İngilizce konuşalım.
İngilizce konuşurum.
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
- Her gün İngilizce konuşurum.
- Her gün İngilizce konuşuyorum.
O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.
Senin İngilizcen mükemmel.
Onlar İngilizce konuşuyorlar mı?
O, İngilizce öğretir.
Tom İngilizce öğreniyor.
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
İngilizceyi biraz konuşabilirim.
- İngilizce konuşabiliyor musun?
- İngilizce konuşabilir misin?
- İngilizce konuşur musun?
İngilizce konuşmam.
Singapur'da İngilizce konuşulur.
İngilizce öğrenmek istiyorum.
Fransızca ve İngilizce konuşurum.
Ana dili İngilizce olmayan bir İngilizce öğretmeni tarafından ona İngilizce dersi verildi.
Tom İngilizceyi Fransız aksanıyla konuşur.
Bir milyar kişi İngilizce konuşur.
- Her gün İngilizce çalışırım.
- Her gün İngilizce öğreniyorum.
Her gün İngilizce çalış.
Onlar İngilizce öğrenmek isterler.
Neden İngilizce öğrenmek istiyorsun?
Üzgünüm, İngilizce konuşmuyorum.
Okulda her gün İngilizce görüyoruz.
Okulda İngilizce öğreniyoruz.
Ona rahibeler tarafından İngilizce öğretildi.
Ellen İngilizce konuşmaz.
İngilizce birçok ülkede konuşulur.
O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor?
Tom güçlü bir Fransız aksanıyla İngilizce konuşuyor.
Teyzem hem Çince hem de İngilizce konuşur.
Niçin İngilizce eğitimi alıyorsun?
İngilizceyi hiç konuşamam.
- İngilizceden usandım.
- İngilizceden bıktım!
Yumi çok iyi İngilizce konuşur.
İngilizce, Fransızca ve İspanyolca konuşurum.
Onlar İngilizce öğrenmeye istekliler.
O gerçekten iyi İngilizce konuşuyor.
Japonca, İngilizce, ve Fransızca konuşurum.
Onlar Kanada'da İngilizce ve Fransızca konuşurlar.
Almanların çoğu İngilizce konuşabilirler.
Hava atmak için benimle İngilizce konuştu.
Dün aradığında İngilizce çalışıyordum.
Yakında İngilizce konuşabileceksin.
O, İngilizce ve Fransızca konuşur.
O hem Fransızca hem de İngilizce konuşuyor.
İngilizce, Fransızca ve Çince okudum.
Ben sadece Fransızca ve İngilizce biliyorum.
İngilizce kullanmak için az fırsatımız var.
İngilizce dünya genelinde birçok ülkede konuşulur.
İngilizcenin yanı sıra Fransızca da konuşur.
Oldukça iyi İngilizce konuşabilir.
Hem İngilizce hem de Fransızca konuşur.
İngilizce ve Fransızca konuşabilir.
O, ESS'ye üyedir.
Bay Davis İngilizce öğretmek için Japonya'ya geldi mi?
- O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşur?
- O, İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor?
Annem İngilizceyi pek iyi konuşmaz.
O Fransızca ve İngilizce konuşabilir.
Tom Fransızcayı İngilizceden daha iyi konuşur.
- O benden daha iyi İngilizce konuşuyor.
- Benden daha iyi İngilizce konuşur.
- Benden iyi İngilizce konuşuyor.
Tom hem Fransızca hem de İngilizce konuşur.
Tom Fransızca ve İngilizce konuşabilir.
Bu kız İngilizce ve Almanca konuşur.
Fince mi yoksa İngilizce mi konuşmamı istersiniz?
O ne İngilizce ne de Fransızca konuşur.
Tom, Fransızcayı İngilizceden daha kötü konuşur.
Dünyadaki birçok öğrenci İngilizce çalışıyor.
Arkadaşlarımdan bazıları İngilizceyi iyi konuşabilir.
O, Fransızcayı bırak İngilizce konuşmaz.
İngilizce aksanın neden bu kadar iyi?
O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor?
İngilizceyi okuyabilirim fakat konuşamam.
İngilizce ve Fransızcada akıcıdır.
İngilizce konuşamazsın, değil mi?
O ya İngilizce ya da Fransızca konuşabilir.
O, hem İngilizce hem Fransızca konuşabilir.
O, Fransızca ve açıkça görülüyor ki İngilizce konuşabilir.
Sevsen de sevmesen de İngilizceyi öğrenmelisin.
Benimle İngilizce öğrenecek birini arıyorum.