Examples of using "Puhutaan" in a sentence and their turkish translations:
- Fransızca konuşalım.
- Haydi, Fransızca konuşalım.
Aşk hakkında konuşalım.
Yakında konuşalım.
İngilizce konuşalım.
Tom'la konuşalım.
Sabahleyin konuşalım.
Senin geleceğin hakkında ciddi bir konuşma yapalım.
Fransızca Fransa'da konuşulur.
Meksika'da İspanyolca konuşulur.
- Macaristan'da Macarca konuşurlar.
- Macaristan'da Macarca konuşuyorlar.
Biri Fransa'da Fransızca konuşur.
Onlar Quebec'te Fransızca konuşurlar.
Singapur'da İngilizce konuşulur.
Fransızca İsviçre'de konuşulur.
Burada Fransızca konuşulur.
Kore'de hangi diller konuşulur.
Fransa'da hangi dil konuşuluyor?
Ne olduğu hakkında konuşalım.
Fransızca konuşalım.
Laponya'da birçok dil konuşulur.
Belçika'da hangi dilleri konuşuyorlar?
- Mısır'da hangi dili konuşurlar?
- Mısır'da hangi dil konuşulur?
İngilizce birçok ülkede konuşulur.
İspanyolca, Güney Amerika'da yaygın bir biçimde konuşulur.
Tom nasıl Fransızca konuşacağını biliyor.
Onlar Kanada'da İngilizce ve Fransızca konuşurlar.
İngilizce dünyanın her yerinde konuşulan bir dildir.
Onlar sizin ülkenizde hangi dili konuşuyorlar?
İngilizce dünya genelinde birçok ülkede konuşulur.
Kaplıcalarda bir bardak şarap içerken bunu görüşelim.
- Önce, Tom'un yaptığı şey hakkında konuşalım.
- İlk önce, Tom'un ne yaptıklarından bahsedelim.
Esperanto'yu nerede konuşuyorsun?
Fransızca Fransa'nın yanı sıra İtalya bölgelerinde konuşulur.
Gerçeği söyle, onlar karı-koca değiller.
Hızla konuşulduğunda Fransızcayı anlamayı zor buluyorum.
Gerçeği söylemek gerekirse, oraya gitmedim.
Bir yabancı dili öğrenmenin en iyi yolu onun konuşulduğu bir ülkede yaşamaya gitmektir.
Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.
Gerçek onun hakkında bir şey bilmememdir.