Examples of using "Kannattaisi" in a sentence and their turkish translations:
Bu ufak çekirge faresi, akrepten uzak dursa iyi eder.
Partiye gitmeden önce ayakkabılarını cilalamalısın.
Ben Tom'la evlenmen gerektiğini sanmıyorum.
Tom kiminle konuşması gerektiği konusunda hiç emin değil.
Kalabalık otobüslerde gençler koltuklarını yaşlılara vermelidir.
Bir doktorla görüşsen iyi olur.
Neden bir avukata danışmıyorsunuz?