Examples of using "Pienen" in a sentence and their turkish translations:
Küçük kardeşimle birlikte yedim.
Ne kadar küçük bir tornavidaya ihtiyacın var?
Kısa bir mola alacağım.
- Sergi ufak bir skandala neden oldu.
- Gösteri küçük çaplı bir rezalet çıkardı.
Pekâlâ, yapacağımız ilk şey buraya küçük bir delik açmak.
Sonra da halatın buradan çıkması için küçük bir siper.
Karaçalının üzerindeki çiçeği gördünüz mü? Sarı olan kısmı?
Bu ufak çekirge faresi, akrepten uzak dursa iyi eder.
Bu minik erkeğin etkili bir ses bulması lazım.
Çok küçük bir ses duydu.
- Sana küçük bir sır verebilir miyim?
- Sana küçük bir sır söyleyebilir miyim?
Buzdan bloklar oluşturup böyle küçük bir yarı küre yapabiliriz.
Bu küçük ama önemli gözleme dayanarak
Gölgenin ucuna... ...ufak bir taş koyup
Biraz okuduktan sonra çok uykum geldi.
Dan, Linda'ya güzel küçük bir hediye satın aldı.
Modern gemilerin yalnızca küçük bir mürettebata ihtiyacı var.
Tom, evinin önünde küçük bir şeftali ağacı dikti.
Bu küçük matarayla inmemi mi istiyorsunuz?
Buraya küçük bir platform yaptık, yani kardan yüksekte.
Kısa bir takipten sonra polis onu yakaladı.
yavrunun ufacık boynuzunu almak için onu keserek annenin karnından çıkarmak tek kelimeyle korkunç.
Orada yüksek bir dağın tepesinde kendilerine ait küçük bir kasaba inşa ettiler ve huzur içinde yaşadılar.
Tom bir Japon kaplıcasına girebilmek için küçük örümcek dövmesinin üzerine bir yara bandı yapıştırdı.
Bakın, şu çıkıntı yapan kayalığın altına sığınabiliriz. İhtiyacınız olan bu, sadece güneşten kaçıp gölgeye girmek.
Yaşlı bir adam, büyük oğlu, küçük kızı ve küçük bebeği ile eski kiliseye girdi.
Sonra küçük Gerda, onun göğsüne dökülen, oradan kalbine nüfuz edip, buz kalıbını eriten ve orada saplanmış olan küçük cam parçasını alıp götüren sıcacık gözyaşlarını döktü.
Karanlıkta korkunç şekiller göreceksin, kötü sesler kulağına fısıldayacak, fakat sana zarar vermeyecekler, çünkü küçük bir çocuğun saflığına karşı cehennem güçleri üstün gelemez.