Examples of using "Tykkää" in a sentence and their turkish translations:
Tom hava atmayı seviyor.
O da çikolata sever.
Hiç kimseyi sevmiyorum ve hiç kimse beni sevmiyor.
Tom örgü örmeyi sever.
Toshio kimi sever?
Tom kızıl saçlıları seviyor.
Patates salatası sever.
- Tom kızlar arasında popülerdir.
- Tom kızlar tarafından sevilir.
Kızlardan hoşlanmıyor musun?
Erkek kardeşim arabaları sever.
Kahve sevmiyorum.
Rok yapmayı sevmem.
Tom yüzmeyi sever.
Tom gerçekten yüzmeyi seviyor.
Sosisli pizayı o kadar sevmiyorum.
O, futboldan hoşlanmaz.
Benim şakalarımı sever.
Babam uçakla seyahat etmeyi seviyor.
Mary, country müzikten hoşlanır.
Tom kesinlikle pizzayı sever.
Tom birayı içmeyi sever.
- Melanie pizza yemekten hoşlanır.
- Melanie pizza yemeyi sever.
Sandviçleri severim.
Dedem yürümeyi sever.
Tom kızlardan hoşlanmıyor mu?
Kaybetmeyi sevmiyorum.
Tom kız kardeşini kızdırmaktan hoşlanır.
Mary erkek kardeşini kızdırmaktan hoşlanır.
Tom beklemeyi sevmez.
Tom kendi hakkında konuşmayı sever.
Dan yeni üyelere sataşmayı sever.
Mary Tom'dan hoşlanmıyor.
Tom gerçekten Chopin'i sever.
O, saunaya gitmekten hoşlanır.
Tom pipo oymayı seviyor.
Tom kokteyl içmeyi sever.
O, radyo dinlemeyi sever.
Tom yazın yüzmeye gitmeyi sever.
Gerçekten keçi peynirinden hiç hoşlanmıyorum.
O bizi sevmiyor.
Tom Mary'yi seviyor fakat Mary John'u seviyor. İşleri daha ilginç hale getiren, John Alice'i seviyor fakat Alice Tom'u seviyor.
Tom Fransızca öğrenmeyi seviyor.
Bütün çocuklar elmaları sevmezler.
Amerikalıların çoğu hamburger sever.
"Havuç sevmem." "Ben de."
Tom yeni şeyleri denemekten hoşlanır.
Yalnız başına balığa çıkmayı sever.
Ben örümcekleri ve yılanları sevmiyorum.
Tom sıkı giysiler giymekten hoşlanır.
Yeni adamı sevmiyorum.
O adamı sevmiyorum.
Tom tek başına yürüyüş yapmayı sever.
Tom hayvanların resimlerine bakmaktan hoşlanır.
- Tom bisküvisini kahvesine batırmayı sever.
- Tom bisküvisini kahvesine bandırmayı sever.
- Tom bisküvisini kahvesine banmayı sever.
- Tom bisküvisini kahvesine daldırmaktan hoşlanır.
Büyükannem tren ile seyahat etmeyi sever.
Biberli pizzayı çok sevmem.
Ben artık pizzayı sevmiyorum.
- Tom gece vardiyasında çalışmayı sevmiyor.
- Tom, mezarlıklık vardiyasında çalışmayı sevmiyor.
Tom soğuk pizza bile seviyor.
Tom uzaylılar hakkında belgesel izlemeyi seviyor.
Kendimden bahsetmek istemiyorum.
Tom'un sincabı rock müzik dinlemeyi sever.
Boston'u hiç sevmiyorum.
Ben kahve sevmem.
Doktorları sevmem.
Tom peynir sever.
O, hayvanları sever.
Mary, Hip-Hop müzik dinlemekten hoşlanır.
Tom sarışınları sever.
- Matematikten hoşlanmıyorum.
- Matematiği sevmiyorum.
Tom çok soslu patates püresi yemeyi sever.
Tom koşmayı sever.
Tom bilim kurguyu sever.
Bu sıcaklıkta çalışmayı sevmiyorum.
Tom balıkları sever.
O kaplanlar seviyor.
Çocukların çoğu ip atlamayı sever.
Tom köpeğimle oynamayı seviyor.
Tom fikri beğeniyor.
Tom cazı seviyor.
Koşmayı sevmiyorum.
Tom, Mary'nin ondan hoşlanmadığını biliyor.
Tom, Mary'nin ondan hoşlandığını biliyor.
O güzel inci kolyeyi çok seviyor.
O, hikayeleri sever.
Tom beni seviyor.
Tom balık tutmayı sever.
O onu seviyor.
Ben metroya binmeyi sevmiyorum.
Bakın ne diyeceğim, uzun süre yerin altında kalma konusunda pek iyi değilim.
- Fotoğraf çekmeyi seviyor.
- Resim çekmekten hoşlanıyor.
Tom deneyimi seviyor.
Tom pizza ve patates kızartmasını seviyor.
Doğruyu söylemek gerekirse, onun konuşma tarzından hoşlanmadım.
Onu ben de sevmiyorum.