Examples of using "Usual" in a sentence and their turkish translations:
her zaman olduğu gibi
- Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
- Her zaman olduğu gibi geç kaldılar.
Her zamanki gibi haklısın.
Her zamanki iş.
Her zamanki gibi.
Her zamanki gibi meşgul müsün?
Her zamanki yerde her zamanki insanlarla karşılaştım.
- Tom her zamanki gibi geç geldi.
- Tom alışıldığı üzere geç geldi.
Bu her zamanki gibi bir iş.
Her zamanki gibi hatalısın.
Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
Her zamankinden daha az karımız var.
Bu gece, Tom her zamankinden daha iyi şarkı söyledi.
O her zamankinden daha iyi söyledi.
Her zamanki trenimi kaçırdım.
O her zamanki gibi geç geldi.
O, onun her zamanki hali.
Her zamankinden daha mutlu görünüyorsun.
Tom her zamankinden daha mutlu görünüyor.
Normalden daha meşgul değilim.
Her zamanki önlemleri aldık.
Her zamanki gibi haklıydın.
O, her zamanki gibi geç geldi.
Ben her zamankinden daha geç vardım.
Merhaba Paul.Her zamanki gibi meşgul mü?
O her zamanki gibi geç geldi.
Her zamanki gibi Tom geç kalmıştı.
Her zamankinden daha garip görünüyorsun.
Tom her zamankinden daha erken geldi.
Tom her zamankinden daha geç geldi.
Tom her zamanki gibi okula geç geldi.
Tom normalden daha mutlu görünüyor.
Tom her zamankinden daha yoğun görünüyor.
Bu olağan bir düzenlemedir.
Her zamanki gibi yanlış anlıyorsun.
Teslimatlar her zaman olduğu gibi devam edecek.
Tom her zamankinden daha meşgul görünüyordu.
- Alışılageldiği üzere gecikmişti.
- Her zamanki gibi geç kalmıştı.
Tom her zamanki gibi geç kaldı.
Tom her zamanki gibi hatalı.
Her zamankinden daha çirkin görünüyorsun.
Ben her zamankinden daha erken geldim.
Babam her zamanki gibi iyi.
O, her zamanki gibi geç geldi.
O, her zamankinden daha erken geldi.
Tom her zamankinden daha geç uyudu.
Akşam yemeği her zamanki gibi lezzetliydi.
Her zamanki iş mi?
Her zamanki gibi hatalıydım.
Her zamanki gibi geç kaldım.
Tom her zamankinden daha mutlu görünüyordu.
Tom her zamanki gibi hatalıydı.
Tom her zamankinden daha yüksek sesle konuştu.
Tom her zamanki gibi işi eline yüzüne bulaştırdı.
Tom Mary'yi her zamanki saatte ve her zamanki yerde karşılayacağını söyledi.
Ekmek ve tereyağı benim her zamanki kahvaltımdır.
Biz yine her zamanki gibi tweetlerimize devam ederiz
Toplantı her zamankinden daha erken sona erdi.
Her zamankinden daha hızlı yürüdük.
O sadece her zamanki gibi iyi çalışıyor.
Ben her zamanki gibi erken kalktım.
Her zamanki gibi o bana bir şey getirmedi.
Ben her zamankinden daha erken kalktım.
O, eve her zamankinden daha geç geldi.
O, her zamanki ücretin iki katını ödedi.
Tom bugün her zamanki halinde değil.
O, her zamankinden daha erken kalktı.
O, her zamankinden daha çok para harcadı.
Tom normalden daha garip davranıyor.
Sıcaklık her zamankinden daha düşük.
Her zamankinden daha meşgul görünüyorsun.
Ben her zamanki gibi ellerimi yıkadım.
Tom bugün her zamanki halinde değildi.
Bugün her zamankinden biraz daha sıcak.
Her zaman olduğu gibi çok güzel görünüyorsun.
Biz her zamanki yerde buluşacağız.
Her zamanki yerde buluşalım.
Her zamankinden daha sık idrara çıkıyorum.
Tom bugün her zamanki halinde.
Tom dün her zamankinden daha erken geldi.
Tom her zamanki yerine parketti.
İş bugün her zamankinden daha zordu.
Bugünün dersi normalden daha uzundu.
Her zamanki işi yaptık.
Tom bugün her zamankinden daha erken geldi.
Tom her zamankinden erken kalkmıştı.
Tom her zamankinden daha erken kalktı.
- Her zamanki kadar meşgul değildim.
- Her zamanki kadar yoğun değildim.
Tom her zamankinden daha hızlı konuşuyordu.
O klasik park yerine parketti.
- Her zamankinden önce kalkmıştım.
- Her zamanki saatimden önce uyandım.
her zamanki gülümsememi takındım.
Her zamanki otobüsünü kaçırmış olabilir.
Her zamankinden daha geç yatmaya gittim.
Ekmek ve tereyağı onların normal kahvaltısıdır.