Translation of "Unique" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Unique" in a sentence and their turkish translations:

- I am unique.
- I'm unique.

Ben tekim.

- Everyone is unique.
- Everybody is unique.

Herkes eşsizdir.

"She's a unique person." - "Every person is unique."

"O eşsiz bir insandır." - "Her insan eşsizdir.

- Every person is unique.
- Every human being is unique.
- Each human being is unique.

Her insan biriciktir.

It's rather unique.

Oldukça benzersiz.

This seems unique.

Bu eşsiz görünüyor.

It's fairly unique.

Bu oldukça benzersiz.

This is unique.

Bu eşsiz.

This isn't unique.

Bu benzersiz değil.

- This is a unique situation.
- It's a unique situation.

Bu benzersiz bir durum.

- We're all unique.
- Every one of us is unique.

Biz hepimiz benzersiziz.

It's unique and irreplaceable.

Eşsiz ve yeri doldurulamazdır.

Tom has unique skills.

Tom'un benzersiz yetenekleri vardır.

Every snowflake is unique.

Her kar taneciği benzersizdir.

Every person is unique.

Her insan benzersizdir.

Tom's situation isn't unique.

Tom'un durumu benzersiz değil.

Their approach is unique.

Yaklaşımları özgün.

What makes it unique?

Onu benzersiz yapan nedir?

What's unique about you?

- Seni eşsiz yapan şey ne?
- Seni eşsiz kılan özellikler nelerdir?

Oslo is just unique.

Oslo sadece benzersizdir.

Our situation isn't unique.

Durumumuz benzersiz değil.

A work of art is the unique result of a unique temperament.

Bir sanat eseri eşsiz bir mizacın eşsiz bir sonucudur.

But this event was unique.

Ama bu etkinlik eşsizdi.

Every hour brings unique challenges.

...her saat ayrı bir zorluk çıkarır.

And Paris is not unique.

Ve Paris bir istisna değil.

What makes it so unique?

Onu bu kadar eşsiz yapan nedir?

It's such a unique combination.

Bu eşsiz bir kilit şifresi.

I think that's fairly unique.

Bence bu oldukça benzersiz.

Tom has unique musical abilities.

Tom'un eşsiz müzik yetenekleri var.

That was a unique situation.

O benzersiz bir durumdu.

We have a unique bond.

Benzersiz bir bağımız var.

The situation here is unique.

Buradaki durum eşsizdir.

I mean, that's your unique advantage.

Demek istediğim bu size has bir avantaj.

This whole project has become unique --

Bu tüm proje özgün oldu--

It gives you a unique perspective.

Bu size benzersiz bir bakış açısı kazandırır.

These flowers have a unique smell.

Bu çiçeklerin eşsiz bir kokusu var.

Personality is what makes individuals unique.

Kişilik bireyleri benzersiz kılan şeydir.

This custom is unique to America.

Bu gelenek Amerika'ya özgüdür.

Every website has a unique address.

Her sitenin benzersiz bir adresi vardır.

Tom is a pretty unique individual.

Tom oldukça eşsiz bir kişidir.

We already know Tom is unique.

Tom'un eşsiz olduğunu zaten biliyoruz.

This is something unique to Boston.

Bu Boston'a özgü bir şey.

By leveraging our start-up's unique assets."

bu pazardaki payımızı arttırmayı planlıyoruz."

His technique was unique and absolutely amazing.

- Tekniği eşsiz ve kesinlikle muhteşemdi.
- Onun tekniği eşsiz ve kesinlikle şaşırtıcıydı.

This book is unique in many ways.

Bu kitap birçok yönden eşsizdir.

Japanese culture and people are really unique.

Japon kültürü ve insanlar gerçekten benzersizdir.

The country is unique, magnificent and gigantic!

Ülke eşsiz, görkemli ve devasa!

The country is unique, grand and gigantic!

ülke, benzersiz büyük ve devasa.

Men have their own unique set of disadvantages

Erkeklerin de bir dizi özgün dezavantajı var

Nature reveals itself to us in unique ways,

Zaman penceresinden dünyaya baktığımızda

And to create many unique environments for kids.

ve çocuklar için eşsiz ortamlar hazırlamak istiyorlar.

These tax free zones have a unique advantage.

Bu vergisiz bölgelerin benzersiz bir avantajı var.

Every of us has his own unique identity.

Her birimiz kendi benzersiz kimliğine sahiptir.

I like the unique taste of salted caramel.

Tuzlu karamelin eşsiz tadını severim.

This is a plant unique to this country.

Bu, bu ülkeye özgü bir bitkidir.

We must protect the island's unique and fragile environment.

Biz adanın eşsiz ve kırılgan doğasını korumalıyız.

- This is unique.
- This is one of a kind.

Bu eşsiz.

Each molecule in our body has a unique shape.

Vücudumuzdaki her molekülün benzersiz bir şekli vardır.

United States want to be the World unique superpower.

Amerika Birleşik Devletleri dünyadaki tek süper güç olmak istiyor.

Everyone is special and unique in their own way.

Herkes kendi yolunda özel ve benzersizdir.

Pantone classifies thousands of colors with unique numerical identifiers.

Pantone benzersiz sayısal tanımlayıcılar ile binlerce renk sınıflandırır.

And we celebrate the unique power that women have today

Ve bugün kadınların okullarda, evlerde, evlilikte,

He made a speech using his unique tone of voice.

O, eşsiz ses tonunu kullanarak bir konuşma yaptı.

New Zealand is home to many unique plants and animals.

Yeni Zelanda birçok benzersiz bitki ve hayvana ev sahipliği yapar.

She hopes that everyone will work enthusiastically on this unique project.

O herkesin heyecanla bu eşsiz proje üzerinde çalışmasını umuyor.

I think this kind of custom is unique to Asian countries.

Bu tür gelenek Asya ülkelerine özgüdür.

In America, my schedule is different and unique nearly every day.

Amerika'da, benim programım hemen hemen her gün farklı ve benzersizdir.

We captured our travels in a special and kind of unique way.

Seyahatlerimizi özel ve farklı şekilde yakaladık.

So it indicated that the Bible story wasn't unique, it wasn't privileged,

Yani İncil'deki hikâyenin benzersiz ve özel olmadığını gösteriyordu

It's a unique site because it's much older than all the other ones.

eşsiz bir yer, çünkü diğerlerinden çok daha eski.

He believes their success can be attributed, in part, to a unique mindset…

Başarılarının kısmen benzersiz bir zihniyete atfedilebileceğine inanıyor…

How does one take on the unique challenges of a country like Sierra Leone?

Bir kişi Sierra Leone gibi bir ülkenin eşsiz zorluklarını nasıl üstlenir?

The cultural value of this unique collection is far greater than its material value.

Bu eşsiz koleksiyonun kültürel değeri maddi değerinden çok daha büyük.

Coltrane wrote these unique chord changes for Giant Steps, and later went on to use

Coltrane, Giant Steps parçası için bu ilginç akor değişimlerini yazmış,

Special is that it really just, it just documented an artist doing something super unique,

bir sanatçının çok özel bir şeyi denemesinin belgelenmesi;

Muslims believe only in Allah as the unique God, and in Mohammad as the last prophet.

Müslümanlar Allah'a tek bir ilah diye ve de Muhammed'e en son peygamber diye inanır.

Each kind of atom has a certain unique number of particles called protons, neutrons, and electrons in it.

Her tür atomun içinde protonlar, nötronlar ve elektronlar denilen belirli benzersiz parçacıkları vardır.