Translation of "Unemployed" in Turkish

- They are unemployed.
- They're unemployed.

Onlar işsiz.

I'm unemployed.

Ben işsizim.

We're unemployed.

Biz işsiziz.

Lots of unemployed people will likely stay unemployed.

İşsiz insanların pek çoğu, muhtemelen işsiz kalmaya devam edecek,

- Tom may be unemployed.
- Tom might be unemployed.

Tom işsiz olabilir.

We're all unemployed.

Hepimiz işsiziz.

Tom is unemployed.

Tom işsiz.

I'm not unemployed.

Ben işsiz değilim.

- Tom said he's unemployed.
- Tom said that he's unemployed.

Tom işsiz olduğunu söyledi.

Tom is currently unemployed.

Tom şu anda işsiz.

Mr Tanabe became unemployed.

Bay Tanabe işsiz kaldı.

I am also unemployed.

Ben de işsizim.

Actually, I'm currently unemployed.

Aslında ben şu anda işsizim.

Tom is still unemployed.

Tom hâlâ işsiz.

Tom's wife is unemployed.

Tom'un karısı işsiz.

My cat is unemployed.

Kedim işsiz.

- I thought Tom was unemployed.
- I thought that Tom was unemployed.

Tom'un işsiz olduğunu düşündüm.

- I thought you were unemployed.
- I thought that you were unemployed.

İşsiz olduğunu düşündüm.

- I thought they were unemployed.
- I thought that they were unemployed.

Onların işsiz olduklarını düşündüm.

- I think Tom is unemployed.
- I think that Tom is unemployed.

Sanırım Tom işsiz.

- Tom said Mary was unemployed.
- Tom said that Mary was unemployed.

Tom Mary'nin işsiz olduğunu söyledi.

- Tom said Mary is unemployed.
- Tom said that Mary is unemployed.

Tom Mary'nin işsiz olduğunu söyledi.

- Tom said that he was unemployed.
- Tom said he was unemployed.

Tom işsiz olduğunu söyledi.

- I know Tom is unemployed.
- I know that Tom is unemployed.

Tom'un işsiz olduğunu biliyorum.

- They said they were unemployed.
- They said that they were unemployed.

İşsiz olduklarını söylediler.

- Tom told everyone that he was unemployed.
- Tom told everybody that he was unemployed.
- Tom told everybody he was unemployed.
- Tom told everyone he was unemployed.

Tom herkese işsiz olduğunu söyledi.

- Both Tom and Mary are unemployed.
- Tom and Mary are both unemployed.

- Tom ve Mary'nin ikisi de işsiz.
- Hem Tom hem de Mary işsiz.

Almost nobody is unemployed now.

Şimdi neredeyse hiç kimse işsiz değil.

Twelve million people are unemployed.

On iki milyon insan işsizdir.

Tom doesn't like being unemployed.

Tom işsiz olmayı sevmez.

- I doubt that Tom is still unemployed.
- I doubt Tom is still unemployed.

Tom'un hâlâ işsiz olduğundan şüpheliyim.

- I think Tom is still unemployed.
- I think that Tom is still unemployed.

Bence Tom hâlâ işsiz.

- Tom told me that he was unemployed.
- Tom told me he was unemployed.

Tom bana işsiz olduğunu söyledi.

- Tom and Mary said they're unemployed.
- Tom and Mary said that they're unemployed.

Tom ve Mary işsiz olduklarını söylediler.

- Tom told me Mary was unemployed.
- Tom told me that Mary was unemployed.

Tom bana Mary'nin işsiz olduğunu söyledi.

Tom is an unemployed security guard.

Tom işsiz bir güvenlik görevlisidir.

Tom is an unemployed aeronautical engineer.

Tom işsiz bir havacılık mühendisidir.

- Tom is unemployed.
- Tom is jobless.

Tom işsiz.

Millions of people were unemployed then.

Milyonlarca insan işsiz kaldı.

It looks like Tom is unemployed.

Tom işsiz gibi görünüyor.

- Tom told me that he thought Mary was unemployed.
- Tom told me he thought Mary was unemployed.
- Tom told me he thought that Mary was unemployed.
- Tom told me that he thought that Mary was unemployed.

Tom bana Mary'nin işsiz olduğunu düşündüğünü söyledi.

Because he was unemployed, their wedlock failed.

O, işsiz olduğu için, onların evliliği başarısız oldu.

Many young people in Spain are unemployed.

İspanya'da birçok genç insan işsiz.

Tom told Mary that he was unemployed.

Tom Mary'ye işsiz olduğunu söyledi.

- Tom said Mary was likely to be unemployed.
- Tom said that Mary was likely to be unemployed.

Tom Mary'nin muhtemelen işsiz olacağını söyledi.

In her address, she spoke of unemployed people.

Konuşmasında işsiz insanlardan söz etti.

Tom has been unemployed for three months now.

Tom şu anda üç aydır işsiz.

Since I'm unemployed, I can't save up anything.

İşsiz olduğum için hiçbir şey tasarruf edemiyorum.

How many unemployed are there in the world?

Dünyada kaç tane işsiz var?

Tom said that Mary was probably still unemployed.

Tom, Mary'nin muhtemelen hâlâ işsiz olduğunu söyledi.

Tom has been unemployed for a long time.

Tom uzun süredir işsiz.

Tom isn't still unemployed. He started working yesterday.

- Tom hâlâ işsiz değil. Dün çalışmaya başladı.
- Tom işsiz değil artık. Dün işe başladı.

Because of the protracted depression, many workers are unemployed.

Uzun süren depresyondan dolayı birçok işçi işsiz.

Tom has been unemployed for the past three months.

Tom son üç aydır işsiz.

Millions of people in the United States are unemployed.

Amerika Birleşik Devletleri'nde milyonlarca insan işsizdir.

Hundreds of unemployed men sleep there day and night.

Orada gece ve gündüz yüzlerce işsiz adam uyur.

In Gaza, there are a lot of unemployed civil engineers.

Gazze'de çok sayıda işsiz inşaat mühendisi var.

The number of unemployed college graduates amounts to more than 4000.

İşsiz üniversite mezunlarının sayısı 4000 den fazladır

There is a preferential price for unemployed people and the elderly.

İşsiz insanlar ve yaşlılar için tercihli bir fiyat vardır.

I'm unemployed and so I'm unable to save anything at all.

Ben işsizim ve bu yüzden hiçbir şey biriktiremiyorum.

- I am out of work.
- I do not work.
- I'm unemployed.

Ben işsizim.

Tom and Mary told me that they thought John was unemployed.

Tom ve Mary bana John'un işsiz olduğunu sandıklarını söyledi.

- Tom is out of work.
- Tom is unemployed.
- Tom is jobless.

Tom işsiz.

Now that Tom is unemployed, he has quite a bit of free time.

Mademki Tom işsiz onun bir hayli boş zamanı var.

Facebook helps us get through difficult times, such as when we are unemployed.

Facebook işsizlik gibi zor zamanları geçirmemize yardımcı olur.

- Tom is working.
- Tom's working.
- Tom works.
- Tom has a job.
- Tom isn't unemployed.

- Tom çalışıyor.
- Tom çalışır.
- Tom'un işi var.

Rather than working for a low salary, it is better for us to be unemployed.

Düşük bir maaş için çalışmaktansa işsiz olmamız daha iyi.

- With no work, I can't save any money.
- If I'm unemployed, I can't save up any money.

İş olmazsa, hiç para biriktiremem.

- Tom is out of work.
- Tom doesn't have a job.
- Tom is unemployed.
- Tom's out of a job.
- Tom is out of a job.

- Tom işsiz.
- Tom'un bir işi yok.

- Tom has been out of work for three months.
- Tom has been out of work three months.
- Tom has been unemployed for three months.

Tom üç aydır işsiz.