Translation of "Treats" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Treats" in a sentence and their turkish translations:

Tom treats Mary well.

Tom, Mary'ye iyi davranıyor.

- Tom treats me like a child.
- Tom treats me like a kid.

- Tom bana bir çocuk gibi davranıyor.
- Tom bana çocuk muamelesi yapıyor.

He treats his employees well.

O, çalışanlarına iyi davranır.

Tom treats me very nice.

Tom bana çok hoş davranır.

Her boyfriend treats her badly.

Sevgilisi ona kötü davranıyor.

Tom treats his employees generously.

Tom işçilerine cömert davranır.

He treats me really well.

O bana gerçekten iyi davranıyor.

He treats his employees generously.

Çalışanlarına karşı cömerttir.

He treats me very nice.

Bana çok iyi davranır.

He treats me as an adult.

O, bana bir yetişkin gibi davranıyor.

He treats me like a child.

O, bana bir çocuk gibi davranır.

Tom treats everything like a joke.

Tom her şeye bir şaka gibi davranır.

He treats me like his slave.

O, bana kölesi gibi davranır.

Tom treats me like a princess.

Tom bana bir prenses gibi davranır.

Tom treats Mary like a princess.

Tom Mary'ye bir prenses gibi davranır.

Tom treats me like a child.

Tom bana bir çocuk gibi davranıyor.

Tom treats everything like a game.

Tom her şeye bir oyun gibi davranıyor.

Tom treats me like a queen.

Tom bana bir kraliçe gibi davranır.

Tom treats me like an adult.

Tom bana bir yetişkin gibi davranıyor.

Tom treats me like a slave.

Tom bana köle gibi davranıyor.

That is how he always treats me.

Bana onun her zaman davranış tarzı budur.

He always treats me like a child.

O, her zaman bana bir çocuk gibi davranır.

Tom always treats me like a child.

Tom her zaman bana bir çocuk gibi davranıyor.

Under supervision, he treats his clients better.

Gözlem altında müşterilerine daha iyi davranır.

Tom always treats Mary like a child.

Tom her zaman Mary'ye bir çocuk gibi davranır.

Tom treats me like I'm still a kid.

Tom bana hâlâ bir çocukmuşum gibi davranıyor.

Tom doesn't like the way Mary treats him.

Tom Mary'nin ona davranma tarzını sevmiyor.

Tom doesn't like the way Mary treats John.

Tom, Mary'nin John'a davranma tarzından hoşlanmıyor.

I don't like the way Tom treats Mary.

Tom'un Mary'ye davranış biçimini beğenmiyorum.

He treats me as if I am a stranger.

Bana sanki bir yabancıymışım gibi davrandı.

I do not like the way he treats others.

Onun diğerlerine davranma tarzını sevmiyorum.

I still don't like the way Tom treats Mary.

Tom'un Mary'ye davranma tarzından hâlâ hoşlanmıyorum.

It's a crime the way he treats his children.

Onun çocuklarına davranma tarzı bir suçtur.

She treats me as if I were a stranger.

O bana sanki bir yabancıymışım gibi davranır.

He treats me as if I were a stranger.

Bana sanki bir yabancıymışım gibi davranıyor.

Tom doesn't like the way Mary treats her dog.

Tom, Mary'nin köpeğine davranma tarzını sevmiyor.

She treats me as if I were a baby.

Bana sanki bir bebekmişim gibi davranıyor.

My aunt treats me as if I were a child.

Teyzem bana sanki bir çocukmuşum gibi davranır.