Examples of using "Strict" in a sentence and their turkish translations:
Tom sıkı.
Biz katıyız.
Sen katısın.
Ben katıyım.
Tom katı.
Ben çok katıyım.
Tom'un annesi çok katı.
Bizim katı kurallarımız var.
- Tom çok katı.
- Tom çok otoriter.
Katı kurallarımız vardı.
Benim ebeveynleri sıkı.
Tom çok sıkı değil.
Sofu bir Müslüman.
Tom serttir.
Ebeveynlerim çok katı.
Tom'un babası çok otoriter.
Tom'un babası çok katıydı.
Patronum çok otoriterdi.
Benim babam çok otoriterdir.
Tom otoriter ama adil.
Patronum çok otoriter.
Tom'un babası çok sıkıdır.
Ben sıkı bir diyetteyim.
Babam çok katıdır.
Tom'un ailesi çok sıkıydı.
Tom sıkı, değil mi?
- Kurallar çok sıkı.
- Kurallar çok katı.
Annem davranışlar hakkında katıdır.
- Burada çok katı yönetmeliklerimiz var.
- Burada çok katı kurallarımız var.
Benim annem de çok otoriterdi.
Tom sıkı bir vegan diyeti izler.
Ben sıkı bir diyette bulunuyorum.
Tom sıkı bir diyette.
Tom o konuda çok sıkı değil.
Tom Mary'nin otoriter olduğunu söyledi.
Tom otoriter değil ama Mary otoriter.
Tom otoriter değildi ama Mary otoriterdi.
Tom bana Mary'nin sıkı olduğunu düşündüğünü söyledi.
Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir.
Öğretmen öğrencilerine karşı otoriter.
O çocuklarına karşı çok sertti.
O, öğretmenimizden daha sıkı.
Çocuklarını yetiştirmede otoriterdi.
Tom sıkı bir vejetaryen diyetine yapışıyor.
Çoğu ülkede uyuşturucu konusunda sert yasalar vardır.
Alice sert annesinden korkmuştu.
Babam bana karşı çok otoriter.
Tom öğrencilerine karşı yeterince otoriter değildir.
Çok sert olma. Onlar sadece çocuk.
Tom çocuklarına çok katı.
Leyla sıkı bir dini geçmişten geliyor.
Tom sıkı bir vejetaryendi.
Tom çok katı değildi ama Mary katı idi.
Karım sıkı diyette.
İngilizce öğretmenimiz hem sert hem de naziktir.
Amerika'da insan haklarını korumak için katı yasalar vardır.
Ben sıkı bir diyet rejimine bağlı kalıyorum.
Evimde sıkı bir sokağa çıkma yasağı vardı.
Yerel polis trafik ihlalleri konusunda çok katıdır.
- Öğretmenimiz serttir ve henüz o kibardır.
- Bizim öğretmenimiz serttir yine de o kibar.
Birçok ülkenin uyuşturuculara karşı sıkı yasaları vardır.
Ebeveynlerimin her ikisi de otoriter değil.
Şirket tarafından koyulan kurallar çok serttir.
O ona sıkı bir diyet yapmasını tavsiye etti.
- Seni çok sıkmak istemiyorum.
- Sana karşı çok sert davranmak istemiyorum.
Kompozisyon yarışması için giriş şartları çok sıkıdır.
Doktor sıkı bir diyete başlamasını tavsiye etti.
Yatakta sigara içmeyi yasaklayan çok sıkı bir kural var.
Bunun yaşanmasını önlemek için bu katı yasaları koyduk.
Onlar öğretmeni çocuklara çok sıkı olmakla suçladı.
Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur.
O, çocuklarına karşı sertti.
Tom çok otoriter, değil mi?
O askerdeyken, sıkı ordu kurallarına uydu.
birliklerin komutanlığı da vardı . Eski eğitim hocası Soult, sıkı bir disiplin uyguladı ve adamlarını sıkı bir şekilde eğiterek