Examples of using "Spot" in a sentence and their turkish translations:
O çok iyi geldi.
Spot da gitti mi?
Tom doğruydu.
O onun zayıf noktası.
Bir noktayı kaçırdın.
Burası benim yerim.
Yer budur.
Ben bu yeri seviyorum.
Çarpı işaretinin olduğu yer.
Onu göremedim.
Bir yağ lekesi var.
Tom'u fark edemedim.
Yerine git.
Onları göremedim.
Bu kötü bir noktadır.
Böylece nokta nokta tüm beyni tarayabiliriz.
Bu iyi bir yer gibi görünüyor.
Gerçekten ilaç gibi geldi.
Tom'un bir keli var.
Bu popüler bir tatil yeri.
O popüler bir balık avlama noktasıdır.
Bu iyi bir yer.
Bu güzel bir yer.
Bu benim en sevdiğim yer.
- Sen benim yerimdesin.
- Benim yerime oturmuşsun.
Benim yerime park ettin.
Başım dertte.
Biri benim yerime park etmiş.
Favori tatil yerin nedir?
O hemen razı oldu.
Benim bir kelim var.
Sami, Leyla'nın park yerini biliyordu.
Ben en küçük lekeyi görebilirim.
Ben eğlence yerinde tutuklandım.
Onlar Tom'u hemen oracıkta tuttu.
Tom zor durumda bırakıldı.
Biz belirlenen noktada buluştuk.
Bu iyi bir yer gibi görünüyor.
Yılanları fark etmek zor olabilir.
Bu güzel bir tatil yeri.
Bana bir yer vermeyecek misin?
Tom her zamanki yerine parketti.
Zor bir noktada mısın?
Burası popüler bir turistik noktadır.
Sami'ni düşünmek için bir yere ihtiyacı vardı.
Tom son mevcut yeri aldı.
O klasik park yerine parketti.
Bu güzel bir yer.
Bunlar, şehrin ortaya çıkması için geçen
Ümitsizce sessiz bir yer arıyor.
Göl bu noktada en derindir.
Köpek oracıkta öldürüldü.
Şimdi soğuk bir bira ilaç gibi gelirdi!
Parayı oracıkta ödedi.
G noktamı nasıl bulabilirim?
Tom'u bu resimde görebiliyor musun?
Tom ansızın zor durumda bırakıldı.
Bu plaj popüler bir turistik noktadır.
Tom, kendini zor bir durumda buldu.
Maaşını hemen ödedim.
Katil olay yerinde tutuklandı.
Daha iyi bir yer seçemedik.
Tom oracıkta ölü bulundu.
Biraz kahve ister misiniz?
Seni sıkboğaz etmiyeceğim.
Orası, pikniğimiz için mükemmel bir yerdir.
Tom'un Mary'ye karşı zaafı var.
Şu an iyi bir noktadayım.
Fadıl savunmasız kadınların nasıl bulunacağını biliyordu.
Ben kendimi zor durumda buldum.
Tom, John'un kravatında bir leke fark etti.
Paraya karşı zaafım var.
Benim yerime park ettin, değil mi?
Bana turnayı gözünden vurmuşum gibi geliyor.
Bu fotoğraflar aynı noktaya ait.
Kaza onun şöhretinde bir leke bıraktı.
Noktada on polis memuru vardı.
Köpeğe aile tarafından "Spot" adı verilir.
Polis adamı suçüstü yakaladı.
Tom harita üzerinde bir noktaya işaret etti.
Polisler hırsızı olay yerinde tutukladı.
Bunun doğru yer olduğundan emin misiniz?
Burası balık tutmak için iyi bir yer gibi görünüyor.
Bu kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
Jüpiter'in Büyük Kırmızı Leke'si dev bir fırtınadır.
Polis olay yerinde Tom'un lisansını askıya aldı.
Karibu ultraviyole ışınlarını kullanarak kurtların yerini saptayabilir.
Diğer sürücünün kör noktasında durmayın.
Sami zor durumda olduğunu biliyordu.
- Köpeğe ailemiz "Spot" der.
- Köpeğe ailemizce "Spot" denir.
Onu göremedim.
Çocuğun gömleğinde bir boya lekesi var.
Bill, şu ana kadar Spot'u yürüyüşe çıkardın mı?
Kafamda yuvarlak kel bir nokta var.
Ben samimi bir yüz görmeyi umarak etrafa baktım.
bir asteroit bulmak için yedi ila on yıl
Kule tepede önemli bir yer işgal etti.
Haydi, Spot. Yuvarlan. Aferin oğluma!