Examples of using "Routine" in a sentence and their turkish translations:
Hiçbir şey rutin değil.
Oldukça rutin.
O rutin bir prosedür.
Rutin değişti.
Onlar rutini biliyorlar.
Bu rutin bir işlemdir.
Sabah rutinin ne?
Tom asla alışkanlıklarını değiştirmez.
Günlük rutinimi değiştirdim.
Rutinden ayrılmıyorum.
tekrarlayan davranışlar, rutin ve takıntılı düşünme --
Rutinimi kusursuz bir şekilde yapıyordum.
Sıradan işlerle tanıştılar.
Böylesine sorgulama rutin polis işidir.
Sami'nin kendi sabah rutini var.
Rutin egzersiz sağlığın için iyidir.
Programı önceden bildiğine eminim.
Koreograf çarpıcı bir dans rutini yarattı.
ama rutin işler için yaşamıyoruz.
Yapay zekâ rutin işleri yok ettikçe
Bunlar sadece herkese sorduğumuz sıradan sorular.
Yapay zekâ rutin işlerimizi bizlerden alacak
Bizi rutin işlerden kurtarmak
Hizmetçi ev rutininden tamamen bıkmıştı.
Karım günlük işlerden yoruluyor.
Dedektif Dan Anderson, Linda'yı rutin yalan testine soktu.
Düğünden on yıl sonra her şey tam bir rutin.
Her zamanki gibi olacağını umuyorduk, ama sıra dışı bir durumla karşılaştık.
Günlük İngilizce rutinim çok azaltıldı.
Günlük rutini değiştirdi mi şu anda?
Hayatın günlük rutininden usandım.
On yıl evliliğin ardından kalan rutindir.
Gerçekten de yapay zekâ çok sayıda rutin işi elimizden alıyor
Onlar, rutin bir test sırasında, yakın bir yardımla yerde öldüler.