Translation of "Resolved" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Resolved" in a sentence and their turkish translations:

It was easily resolved.

Kolayca çözüldü.

We've resolved the problem.

Sorunu çözdük.

The problem resolved itself.

- Problem kendiliğinden çözüldü.
- Sorun kendiliğinden halloldu.

I resolved myself to go.

Ben kendim gitmeye karar verdim.

- Voilà! Case resolved!
- Case closed!

Olay çözüldü!

They resolved to work harder.

Daha sıkı çalışmaya karar verdiler.

The problem has been resolved.

- Problem çözüldü.
- Sorun çözüldü.

She resolved to stop smoking.

O sigarayı bırakmaya kesin karar verdi.

Mary resolved to quit smoking.

Mary sigarayı bırakmaya karar verdi.

The lawsuit isn't yet resolved.

Dava henüz çözülmedi.

We need this issue resolved.

Bu sorunun çözülmesine ihtiyacımız var.

We haven't resolved anything yet.

Biz henüz bir şey çözümlemedik.

She resolved on going to college.

O, üniversiteye gitmeye karar verdi.

I just want the situation resolved.

Ben sadece durumun çözülmesini istiyorum.

I hope this is resolved quickly.

Umarım bu çabucak çözülür.

She resolved to work as a volunteer.

O, gönüllü olarak çalışmaya karar verdi.

She resolved not to pay the fine.

Para cezasını ödememeye karar verdi.

I resolved I would do my best.

Elimden gelenin en iyisini yapacağıma kesin karar verdim.

I hope this matter is resolved quickly.

Bu meselenin hızla çözüleceğini umuyorum.

A disinterested third party resolved the dispute.

Bir ilgisiz üçüncü taraf anlaşmazlığı çözdü.

I resolved to break up with her cleanly.

Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim.

Tom resolved the situation without resorting to violence.

Tom durumu şiddet kullanmadan çözdü.

Yanni seemed resolved to be a better man.

Yanni daha iyi bir insan olmaya azmetmiş gibiydi.

In time, all these minor problems will be resolved.

Zamanla bütün bu küçük sorunlar çözülecektir.

This case might not get resolved for a while.

Bu dava bir süre çözülemeyebilir.

He resolved to do better work in the future.

Gelecekte daha iyi çalışmaya karar verdi.

- Mary resolved to quit smoking.
- Mary decided to quit smoking.

Mary sigarayı bırakmaya karar verdi.

How do you think that this situation should be resolved?

Bu durumun nasıl çözülmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?

- The matter was settled.
- The problem has been solved.
- The problem's been solved.
- The matter has been resolved.
- The problem has been resolved.

Sorun çözüldü.

Dan resolved to write a lengthy article to expose Linda's illegal deals.

Dan Linda'nın yasa dışı işlerini ortaya çıkarmak için uzun bir makale yazmaya karar verdi.

They haven't yet resolved their problems, but at least they're discussing them.

Onlar sorunlarını henüz çözemediler ama en azından onları ele alıyorlar.

With a bit of good will on both sides, our problems should be able to be resolved.

İki tarafın da iyi niyetiyle, sorunumuzun üstesinden gelinebilir.

- I resolved to keep a diary this year.
- I have decided to keep a diary this year.
- I have made a resolution to keep a diary this year.
- I've decided to keep a diary this year.

Bu yıl bir günlük tutmaya karar verdim.

I don't know what to do with you. If there's a problem, it should be resolved. On Sunday we almost ended up calling the police and breaking the door down. Your neighbors aren't going to put up with this. Next time they'll just call the police. Don't let things get that bad. They also said that you're insane and they live as if they were on a volcano.

Seninle ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Bir problem varsa, çözülmeli. Pazar gününü az kalsın polisi arayarak ve kapıyı kırarak sonlandırıyorduk. Komşuların bunu kapamayacaktır, bir dahaki sefer polisi arayacaklar. İşlerin böyle kötüye gitmesine izin verme. Ayrıca dediler ki sen deliymişsin ve bir volkanın üzerindeymiş gibi yaşıyorlarmış.