Examples of using "Refugee" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir mülteciyim.
Tom bir mülteci.
ne yazık ki mülteci kampları, Mumbai'nin kenar mahalleleri,
Tom mülteci statüsü için başvuruda bulundu.
- Mülteci kampları haddinden fazla kalabalık.
- Sığınmacı kampları aşırı kalabalık.
Sami bir çifte mülteci. Suriye'de Filistinli bir mülteciydi, şimdi ise Suriyeli bir mülteci olarak Türkiye'de yaşıyor.
Mülteciler güvenli bir şekilde sınır çizgisini geçtiler.
Bir mülteci kampı kabustur.
Ben Bosna mülteci kamplarında bulundum.
Sami bir mülteci kampında yaşıyordu.
Mülteci fonuna 10,000 dolar bağışladı.
O, mülteci fonuna 10.000 dolar bağışladı.
- Dünyanın en büyük mülteci nüfusu Türkiye'de.
- Türkiye dünyanın en büyük sığınmacı nüfusuna sahiptir.
Dadaab, Kenya'daki bir mülteci kampıdır.
Mülteci kamplarındaki sağlık koşulları çok kötüydü.
Mülteci Sözleşmesi, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra,
ve hatta mülteci krizlerine yol açan politik krizleri...
Mülteci krizi Almanya'da siyasi manzarayı sarsabilir.