Translation of "Applied" in Turkish

0.069 sec.

Examples of using "Applied" in a sentence and their turkish translations:

Tom applied for citizenship.

Tom vatandaşlık için başvurdu.

Tom applied for asylum.

Tom sığınma için başvurdu.

I applied for a visa.

Bir vize için başvuruda bulundum.

Tom applied for the job.

Tom işe başvurdu.

He applied for the scholarship.

O, burs için başvurdu.

She applied for a visa.

- O vize için müracaat etti.
- O vize için başvuru yaptı.
- Vize başvurusu yaptı.

He applied for a job.

O, bir iş için başvurdu.

Botany is an applied science.

Botanik, uygulamalı bir bilim dalıdır.

He applied for the position.

O pozisyon için başvuruda bulundu.

I applied for this job.

Bu iş için başvurdum.

Tom applied for a job.

Tom bir işe başvurdu.

Tom applied for a scholarship.

Tom bir burs için baş vurdu.

Pinochet applied a military dictatorship.

Pinochet askeri bir diktatörlük uyguladı.

That rule applied to everybody.

Bu kural herkes için geçerliydi.

Tom applied for refugee status.

Tom mülteci statüsü için başvuruda bulundu.

Tom applied for a visa.

Tom vize için başvurdu.

Tom applied for a passport.

Tom bir pasaport için başvurdu.

I applied for the job.

İş için başvurdum.

Tom applied for the scholarship.

Tom burs için başvurdu.

Sami applied to law school.

- Sami hukuk okuluna başvurdu.
- Sami hukuk fakültesine başvurdu.

He applied for the job.

İşe başvurdu.

- I haven't yet applied for a visa.
- I haven't applied for a visa yet.

Henüz bir vize için başvuruda bulunmadım.

Moreover they just applied the laws

üstelik kanunları uyguladılar sadece

He applied himself to the task.

Bu göreve kendisi başvurdu.

Many people applied for the position.

Birçok kişi pozisyon için başvurdu.

She applied to him for help.

O, ona yardım için başvurdu.

He applied for a credit card.

Kredi kartı için başvurdu.

She applied for college last week.

Geçen hafta koleje başvurdu.

I applied for a summer internship.

Bir yaz stajına başvurdum.

I've already applied for a visa.

Zaten vize başvurusunda bulundum.

- This rule cannot be applied to that case.
- This rule can't be applied to that case.

O duruma bu kural uygulanamaz.

Science can be dangerous when applied carelessly.

Dikkatsizce uygulandığı zaman bilim tehlikeli olabilir.

Have you applied for a passport yet?

Henüz pasaport için başvuru yapmadınız mı?

I applied for membership in the association.

Derneğe üyelik için başvurdum.

He applied himself to this scientific study.

O, kendini bu bilimsel çalışmaya atfetti.

He applied for admission to the club.

O, kulübe giriş için başvurdu.

She applied a bandage to the wound.

Yaraya bir bandaj uyguladı.

She applied her handkerchief to his wound.

Yarasına bir mendil koydu.

Today's pure mathematics is tomorrow's applied mathematics.

- Bugünün kuramsal matematiği yarının uygulamalı matematiğidir.
- Bugünün nazari matematiği yarının tatbikî matematiğidir.

Have you ever applied for a job?

Hiç iş başvurusu yaptın mı?

You should have applied to culinary school.

Sen aşçılık okuluna müracaat etmeliydin.

This rule cannot be applied to you.

Bu kural sana uygulanamaz.

This rule is applied to foreigners only.

Bu kural yalnızca yabancılar için uygulanır.

Tom applied for a leave of absence.

Tom izin için başvurdu.

I got the job I applied for.

Başvurduğum işi aldım.

Tom has applied for a credit card.

Tom bir kredi kartı başvurusu yaptı.

Sami applied for a social security card.

Sami sosyal güvenlik kartı için başvuruda bulundu.

Mary applied moisturizing cream to her face.

Mary yüzüne nemlendirici krem sürdü.

Tom applied for political asylum in Germany.

Tom, Almanya'ya siyasi sığınma başvurusunda bulundu.

Peter applied to his boss for a raise.

Peter ücret artışı için patronuna başvurdu.

She applied to the chief for a vacation.

O bir tatil için şefine başvurdu.

He applied himself to the study of music.

O kendini müzik çalışmasına adadı.

He applied for the job and got it.

İş için müracaat etti ve onu aldı.

She applied her mind to her new job.

Yeni işine odaklandı.

He applied for admission to the riding club.

Binicilik kulübüne kabul için başvurdu.

She applied for a job as a saleswoman.

Bir satış elemanı olarak bir iş başvurusu yaptı.

Tom applied for a job as a salesman.

Tom bir satış elemanı olarak bir iş için başvurdu.

Tolerance becomes a crime when applied to evil.

Tolerans kötülüğe uygulandığında bir suç olur.

Let's assume 10,000 people applied for the job.

Ve diyelim on bin kişi başvurdu.

I suppose you've already applied for a visa.

Sanırım zaten bir vize için başvurdun.

Tom applied for a job with our company.

Tom şirketimizle ilgili bir işe başvurdu.

Tom applied for the job and got it.

Tom bir iş için başvurdu ve onu aldı.

I applied for a position in the office.

Ofiste bir pozisyon için başvurdum.

This rule cannot be applied in every case.

Bu kural her durumda uygulanamaz.

A lot of people applied for the job.

İş için bir sürü insan başvurdu.

This rule can't be applied to every situation.

Bu kural her durumda uygulanamaz.

I didn't get the job I applied for.

Başvurduğum işi almadım.

I applied for the position of branch manager.

Şube müdürü pozisyonu için başvuru yaptım.

- We probably should've applied for a visa much earlier.
- We probably should have applied for a visa much earlier.

Biz muhtemelen bir vize için daha erken başvurmalıydık.

She applied for the membership in a golf club.

Bir golf kulübünde üyelik için başvurdu.

He applied the money to the payment of debts.

O, borçların ödenmesi için paraya başvurdu.

Tom applied for a job as a French teacher.

Tom bir Fransızca öğretmeni olarak bir iş için başvurdu.

Tom applied for the job, but didn't get it.

Tom iş için baş vurdu ama onu alamadı.

I applied to be an attendant at the exposition.

Fuarda görevli olmak için başvuruda bulundum.

Tom applied a drying agent to his weeping wound.

Tom iltihaplı yarasına bir kurutucu ajan uyguladı.

Tom applied for a passport, but was turned down.

Tom pasaport için başvurdu, ancak geri çevrildi.

Tom applied for a job as an English teacher.

Tom bir İngilizce öğretmeni olarak bir işe başvurdu.

Tom asked me why I applied for this job.

Tom bana neden bu iş için başvurduğumu sordu.

This tax is applied to all private-sector enterprises.

Bu vergi tüm özel sektör işletmelerine uygulanır.

- Is this the first time you've applied for a loan?
- Is this the first time that you've applied for a loan?

Bu senin ilk kredi başvurun mu?

But any pressure she applied just started the bleeding again.

ama en ufak baskıda yeniden kanamaya başlıyorlardı.

The Duke of Milan applied to Sforza for a job

Milano Dükü Sforza'ya iş başvurusunda bulundu

He applied for a job with the Bank of Tokyo.

Tokyo bankası'nda bir işe başvurdum

Tom applied for the position, but he didn't get it.

Tom pozisyon için başvurdu, ancak onu alamadı.

I applied to the school for the lab assistant position.

Ben laboratuvar asistanı görevi için okula başvurdum.

I didn't get any of the jobs I applied for.

Başvurduğum işlerden hiçbirini almadım.

Tom applied for a credit card, but he was turned down.

Tom kredi kartı için başvurdu ama o reddedildi.

She applied what she had learned in class to the experiment.

O, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.

I applied for a job at the company where you work.

Çalıştığın şirkette bir iş başvurusunda bulundum.

Do you think Tom will get the job he's applied for?

Tom'un başvurduğu işi alacağını düşünüyor musun?

I applied to one that had a music conservatory, and I thought,

müzik konservatuvarı olana da başvurdum ve düşündüm ki,

Six people applied for the job, but none of them were employed.

Altı kişi işe başvurdu ama onlardan hiçbiri işe alınmadı.

And this opposition applied major checks on the imperialist urge to expand.

Bu karşıtlık emperyalist yayılmacılık politikalarına büyük engeller yarattı.

- This rule is applied to foreigners only.
- The rule only applies to foreigners.

Bu kural sadece yabancılar için geçerlidir.