Translation of "Rapidly" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Rapidly" in a sentence and their turkish translations:

Rats breed rapidly.

Fareler hızla ürerler.

He walked rapidly.

O, hızla yürüdü.

She spoke rapidly.

O, hızlı şekilde konuştu.

Production fell rapidly.

Üretim hızla düştü.

- Things are changing rapidly.
- The situation is changing rapidly.

Durum hızla değişiyor.

- Tom's condition is deteriorating rapidly.
- Tom's condition is rapidly worsening.

Tom'un durumu hızla kötüleşiyor.

Worries aged him rapidly.

Endişeler onu hızla yaşlandırdı.

The fire spread rapidly.

Yangın hızla yayıldı.

Things are changing rapidly.

Durum hızla değişiyor.

Christmas is rapidly approaching.

Noel hızla yaklaşıyor.

His heart beat rapidly.

Onun kalbi hızlı atıyor.

This river flows rapidly.

Nehir hızla akar.

Tom's company grew rapidly.

Tom'un şirketi hızlı biçimde büyüdü.

Tom's business grew rapidly.

Tom'un işi hızla büyüdü.

Everything is changing rapidly.

- Her şey hızla değişiyor.
- Her şey süratle değişiyor.

Our glaciers are melting rapidly,

buzullarımız süratle eriyor

With our glaciers melting rapidly,

buzullarımız hızla eriyorken,

As the virus spreads rapidly

virüs hızla yayılırken

The party gained ground rapidly.

Parti hızla temel kazandı.

The announcer can talk rapidly.

Spiker hızla konuşabilir.

His business is growing rapidly.

İşi hızlıca büyüyor.

She tends to speak rapidly.

O, hızlı konuşmaya eğilimlidir.

The Japanese economy developed rapidly.

Japon ekonomisi hızla gelişti.

The situation is evolving rapidly.

Durum hızla gelişiyor.

The enemy is approaching rapidly.

Düşman hızla yaklaşıyor.

World population has rapidly increased.

Dünya nüfusu hızla arttı.

Things are changing quite rapidly.

Şartlar oldukça hızlı değişiyor.

Living costs have increased rapidly.

Yaşama maliyetleri hızla arttı.

Tom's practice has grown rapidly.

Tom'un pratiği hızla gelişti.

Beijing is changing so rapidly.

Pekin çok hızlı değişiyor.

Tom's condition is rapidly worsening.

Tom'un durumu hızla kötüleşiyor.

That is rapidly redefining this neighborhood,

hızlı bir biçimde yeniden tanımlayan kentsel dönüşümde,

The city has rapidly expanded recently.

Şehir son zamanlarda hızla genişledi.

The movement is rapidly gaining ground.

Hareket hızla zemin kazanıyor.

I felt my heart beating rapidly.

Kalbimin hızla çarptığını hissettim.

A computer can calculate very rapidly.

- Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.
- Bir bilgisayar çok hızlı bir şekilde işlem yapabilir.

That market has been rapidly expanding.

Bu market hızlıca gelişti.

The plane began to climb rapidly.

Uçak hızla tırmanmaya başladı.

You'll get used to it rapidly.

Buna hızla alışacaksın.

Tom's daughter is growing up rapidly.

Tom'un kızı hızla büyüyor.

Electronic commerce began to spread rapidly.

Elektronik ticaret hızla yayılmaya başladı.

Her proficiency in English rapidly improved.

Onun İngilizcedeki yeterliliği hızla gelişti.

Layla's energy was rapidly draining away.

Leyla'nın enerjisi hızla tükeniyordu.

The Chinese economy is growing rapidly.

Çin ekonomisi hızla büyüyor.

Humanity is rapidly destroying the Earth's environment.

İnsanlık hızla dünya'nın çevresini tahrip ediyor.

Biodiversity is declining rapidly throughout the world.

Biyolojik çeşitlilik dünya çapında hızla azalıyor.

The birds chirp loudly while flying rapidly.

Kuşlar hızla uçarken yüksek sesle cıvıltı yaparlar.

The skaters glided rapidly around the rink.

Patenciler pistin çevresinde hızla kaydı.

Facebook's popularity among teenagers is declining rapidly.

Facebook'un gençler arasındaki popülerliği hızla azalıyor.

We're going to need to cut emissions rapidly.

hızlı bir şekilde emisyonları kesmemiz gerek.

Ecosystems are degrading rapidly all around the Earth.

Ekosistemler dünyanın her köşesinde hızla parçalanıyorlar.

After that, internal temperature begins to climb rapidly.

Sonra, oda sıcaklığı birden artmaya başladı.

She will rapidly progress in her piano lessons.

O piyano derslerinde hızla ilerleyecek.

The birthrate is rapidly declining in this country.

Bu ülkede doğum oranı hızla düşüyor.

- In the 19th century, the number of immigrants swelled rapidly.
- In the 19th century, the number of immigrants increased rapidly.
- In the 19th century, the number of immigrants grew rapidly.

Göçmen sayısı 19.yy'da hızla arttı.

- In the 19th century, the number of immigrants swelled rapidly.
- In the 19th century, the number of immigrants grew rapidly.

19. yüzyılda göçmenlerin sayısı hızla arttı.

- In the 19th century, the number of immigrants increased rapidly.
- In the 19th century, the number of immigrants grew rapidly.

19. yüzyılda göçmenlerin sayısı hızla yükseldi.

The disease was still spreading rapidly in Sierra Leone

hastalık hala Sierra Leone'de hızlı bir şekilde yayılmaya devam ediyordu,

The skirmish escalates rapidly, spreading across a large area.

Çatışma hızlıca büyüyor, ve araziye yayılıyor.

But things are rapidly moving in the right direction.

Ancak her şey hızla doğru yöne ilerliyor.

We need to not only cut emissions extremely rapidly,

Emisyonları çok hızlı bir şekilde kesmemiz

Boston has grown rapidly in the last ten years.

Boston son on yılda hızlı büyüdü.

Despite their bulk and weight, hippos can swim rapidly.

Cüsselerine ve ağırlıklarına rağmen, su aygırları hızla yüzebilir.

After Grandma's sudden death, Grandpa began to age rapidly.

Babaannenin ani ölümünden sonra, büyükbaba hızla yaşlanmaya başladı.

The tensions between the two countries are growing rapidly.

İki ülke arasındaki gerilim hızla büyüyor.

COVID-19 has been spreading rapidly in America recently.

Son zamanlarda koronavirüs Amerika'da hızla yayılıyor.

From there, the discussion rapidly devolved into a shouting match.

Böylece tartışma kısa sürede çığlık atan bir toplantıya dönüştü.

World will change rapidly due to climate change resulting from

kaynaklanan iklim değişikliği nedeniyle hızla değişecek . 12 Aralık 2000

As he grew excited, he spoke more and more rapidly.

O heyecanlandığında, gittikçe daha hızlı konuştu.

Time passed rapidly and the work didn't advance at all.

Zaman hızla geçti ve iş hiç ilerlemedi.

Software is getting slower more rapidly than hardware becomes faster.

Yazılım donanımın hızlanmasından daha hızlı yavaşlıyor.

- The world is changing fast.
- The world is changing rapidly.

Dünya hızla değişiyor.

During his year of study abroad, Tom's French improved rapidly.

Yurt dışında okuduğu yıl, Tom'un Fransızcası hızla ilerledi.

Is your eyes are moving back and forth rapidly and randomly,

gözleriniz hızlı ve random bir şekilde sağa sola hareket ediyor ve

Building on a rapidly growing body of psychology and social science,

Hızlı büyüyen psikoloji ve sosyal bilimler gövdesi üzerinde çalışarak

To say that technology changes rapidly is to utter a truism.

Teknoloji hızla değişir demek bilinen gerçeği dile getirmektir.

A child develops rapidly between the ages of 13 and 16.

Bir çocuk 13 ve 16 yaşları arasında hızla gelişir.

The Etruscan language and culture disappeared rapidly during the 1st century B.C.

Etrüsk dili ve kültürü M.Ö.1 yüzyılda hızla kayboldu.

I have already paid. Please ship the item as rapidly as possible.

Ben zaten ödeme yaptım. Lütfen eşyayı mümkün olduğunca hızlı bir şekilde gönderin.

- Things are changing quickly.
- Things are changing rapidly.
- Things are changing fast.

Koşullar hızla değişiyor.

Eating habits in China have been rapidly becoming Americanized in recent years.

Çin'de yemek yeme alışkanlıkları son yıllarda hızla Amerikanlaşmaya başlamıştır.

The Emperor advanced rapidly, hoping to trap and destroy part of Blücher’s army.

İmparator tuzağa düşmeyi umarak hızla ilerledi ve Blücher ordusunun bir kısmını yok ettiler.

There are abilities that improve rapidly and those that improve slowly, aren't there?

Hızla ve yavaşça gelişen yetenekler vardır, değil mi?

Saturn is a very large gas planet which spins very rapidly on its axis.

Satürn kendi ekseni üzerinde çok hızlı dönen çok büyük bir gaz gezegendir.

I am rapidly losing the ability of immersing myself in activities that I love.

Ben sevdiğim faaliyetlerde kendimi daldırma yeteneğimi hızla kaybediyorum.

But King Harold Godwinson marched north to meet him, moving so rapidly he caught the

Ama Kral Harold Godwinson onunla buluşmak için kuzeye yürüdü, o kadar hızlı hareket etti ki

- This river flows rapidly.
- The flow of this river is fast.
- This river flows quickly.

Bu nehrin akış hızlıdır.

And that's a bit of a problem if you want to rapidly expand your taxi business.

Ve eğer taksi işinizi hızla geliştirmek istiyorsanız bu biraz problem.

The population of the world is increasing so rapidly that it will be doubled within forty years.

Dünya nüfusu o kadar hızlı bir şekilde artıyor ki, kırk yıl içerisinde ikiye katlanmış olacak.

We shall have the ability to respond rapidly and decisively to terrorism directed against us wherever it occurs.

Biz nerede olursa olsun bize yöneltilen teröre hızlı ve kararlı bir şekilde cevap yeteneğine sahip olacağız.

The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.

Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.