Examples of using "Pong" in a sentence and their turkish translations:
Masa Tenisini severim.
Pong ilk video oyunudur.
Pin pona aynı zamanda masa tenisi de denir.
Tom ve Mary masa tenisi oynadılar.
Tom arkadaşları ile masa tenisi oynuyor.
Tom ve Mary hala ping pong oynuyorlar.
Tom hangi ping-pong raketinin onunki olduğunu hatırlayamıyor.
Tom Mary'nin ne kadar iyi masa tenisi oynayabildiğine şaşırdı.
O pinponda asla yenilmemekle gurur duyuyor.
Basketbol ve masa tenisi gibi top oyunları genellikle kapalı alanda oynanır.