Examples of using "Personal" in a sentence and their turkish translations:
Bu kişisel değil.
Kişiseldi.
O çok kişisel.
Bu kişisel.
O kişisel.
Tom'un kişisel asistanının bir kişisel asistanı var.
- Kişisel nedenlerden dolayı.
- Kişisel nedenlerle.
- Bu çok kişisel.
- O çok kişisel.
O kişiseldi.
Bu kişisel.
Kişisel olma.
Kişisel görünüyordu.
Kişisel değildi.
Gerçekten kişisel.
Bu o kadar kişisel.
Şimdi bu kişisel.
Çok kişisel.
Bu benim kişisel favorim.
Bence bu kişiye özel.
Bu sadece benim kişisel görüşüm.
Bunu kişisel olarak almayın.
Bu kişisel bir mesele.
Bu kişisel bir şey değil, Tom.
Sen bunu kişiselleştiriyorsun.
Bu kişisel bir mesele.
Bunun kişisel olduğuna eminim.
Bu biraz kişisel.
Bazı şeyler kişiseldir.
Kişisel web siteni yarat.
O kişisel bir eğitmen.
Bu biraz kişisel.
Konuşma kişiselleşti.
Ben kişisel bir menajerim.
O biraz kişisel.
O sadece kişisel bir görüş.
ayrıca kişisel gelişim, finansal eğitim
Aslında biraz kişisel bir konu.
ve bazıları da bir hayli özeldi.
kişisel verilerinizi çalabilir
O benim kişisel kullanımım için.
Kişisel bilgisayarımı kırdım.
Ben kişisel nedenler için reddedildim.
Kişisel sebeplerden ötürü reddettim.
Kişisel sorular sormamalısın.
O, onun kişisel görüşüydü.
Yalnızca kişisel eşyalarım var.
Kişisel bilgisayarlar çok kullanışlıdır.
Kişisel hijyen çok önemlidir.
Onun kişisel hizmetçileri ondan nefret ediyordu.
Kişisel sebeplerden dolayı buradayım.
Tom benim kişisel yardımcım.
Bu sadece benim kişisel fikrim.
Bu çok kişisel bir soru.
O kişisel bir görüş mü?
Bu kişisel bir konu.
Ben sadece şahsi eşyalarımı getiriyorum.
O, Tom'un kişisel görüşüydü.
Sohbet daha kişiselleşti.
Kişisel gizlilik bir saçmalıktır.
Bu benim kendi kişisel fikrim.
Tom'un özel koruması var.
- Mary, Tom'un kişisel asistanıdır.
- Mary, Tom'un kişisel yardımcısıdır.
Katılımcıların kişisel saldırılardan kaçınmaları gerekir.
Tom bir özel arkadaş.
Bu çok kişisel bir seçimdir.
Ben kişisel bir bilgisayar istiyorum.
O, onun kişisel fikriydi.
Neden her şey kişisel olmalı?
Kişisel tercihe inanıyorum.
Tom'un kişisel bir helikopteri var.
Tom bir kişisel antrenördür.
Bu benim için kişisel bir konu.
Tom, yakın kişisel ilişkilerden rahatsız.
Bu kişisel bir iyilik değil, değil mi?
İnsanların kişisel bilgisayara ihtiyacı yoktu
Şahsi bir çek kabul eder misiniz?
Kişisel bilgisayarlar çok faydalıdırlar.
Onların hepsi benim kişisel eşyalarım.
Sana kişisel bir şey sorabilir miyim?
Tom sadece bana kişisel bir şey söyledi.
Kişisel almak zorunda değilsin.
Tom'un özel hayatı onun kendisine aittir.
Tom çok fazla kişisel sorular sordu.
Bu sadece benim kişisel görüşüm.
Hiçbir kişisel çek kabul edilmeyecektir.
Kişisel tercih meselesi.
Ağrı tamamen kişisel bir duygudur.
Kişisel deneyimlerimden konuşabilirim.
Dan kişisel bilgiyi Linda'yla paylaştı.
O, onunla kişisel olarak ilgilendi.
- Leyla özel bir telefon görüşmesi yapıyordu.
- Leyla kişisel bir görüşme yapıyordu.
Bu sadece kişisel bir fikir.
Eleman almaya gerek yok.
Biz onun kişisel hayatı hakkında fazla şey bilmiyoruz.