Examples of using "Overtime" in a sentence and their turkish translations:
Tom fazla mesai yaptı.
Fazla mesai beklemeyin.
Ben fazla mesai yaptım.
Tom fazla mesai yapıyor.
Tom fazla mesai yapıyor.
Bugün fazla mesai yapmayacağım.
Tom fazla mesai yapmayı reddetti.
Sık sık mesai yapıyor musunuz?
Onu fazla mesai yapmaktan muaf tuttum.
Geç saatlere kadar kaldı ve fazla mesai yaptı.
O, fazla mesai yapmak zorunda kaldı.
Tom bu gece fazla mesai yapıyor olabilir.
Bu gece fazla mesai yapmak zorundayım.
Patronum bana fazla mesai yaptırdı.
Dün fazla mesai yapmak zorunda kaldım.
- Daha fazla mesai için olay çıkardım.
- Daha fazla ek mesai için başvuruda bulundum.
Fazla mesai yapmaya alıştım.
John fazla mesaiden dolayı yorgundu.
Korkarım ki fazla çalışmak zorundasın.
Neden fazla mesai yapmak zorundayım?
Patronumuz dün bize fazla mesai yaptırdı.
Bugün fazla mesai yapmak zorunda olmayacaksın.
Tom önceki gün fazla mesai yaptı.
Tom fazla mesai yapmak istemediğini söyledi.
Artık mesai kavramı da yok onlar için
Tom geç kalmak ve fazla mesai yapmak zorunda kaldı.
Bu hafta her gün fazla mesai yapıyorum.
- Tom bugün fazla mesai yapmak zorunda olmayacağını söylüyor.
- Tom bugün fazla mesai yapmak zorunda kalmayacağını söylüyor.
Gelecek hafta her gün fazla çalışmak zorunda kalacağım.
O, bu hafta on saat fazla mesai yaptı.
Tom Noel Arefesinde fazla mesai yapmak istemedi.
Doğum gününde fazla çalışmak istemiyordu.
Görüyorsunuz ki ben yedi yıl fazla mesai yapmışım.
Tom ve Mary bugün mesaiye kalmak zorunda olmadıklarını söylüyorlar.
Tom'un hastalık maaşı, ücretli tatili ve ücretli mesaisi yok.
Şirket, maliyetleri düşürmek için çalışanların fazla mesai yapmasına izin vermeyi reddediyor.