Translation of "Nuts" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Nuts" in a sentence and their turkish translations:

- You're nuts!
- You're nuts.

Sen delisin.

- You're nuts!
- You're nuts.
- You're mad!

- Sen delisin!
- Kafayı yemişsin sen!
- Sizler delisiniz!
- Siz kafayı yemişsiniz!

Pine nuts!

Çam fıstığı!

You're nuts!

Sen kafayı yemiş olmalısın!

May contain nuts.

Sert kabuklu meyveler içerebilir.

Mary likes nuts.

Mary fındık sever.

He cracked nuts.

O, fındık kırdı.

Nuts are nutritious.

Fındık besleyicidir.

Are you nuts?

- Deli misin?
- Kafayı mı yedin?

Squirrels like nuts.

- Sincaplar fındıkları sever.
- Sincaplar fındıklardan hoşlanır.

That was nuts.

- O deliydi.
- Bu delilikti.

Tom went nuts.

- Tom delirdi.
- Tom kafayı yedi.

Tom is nuts.

Tom deli.

Tom isn't nuts.

Tom çılgın değil.

They're all nuts.

Onların hepsi deli.

This is nuts.

Bu çılgın.

Tom likes nuts.

Tom fındığı sever.

Is Tom nuts?

Tom çıldırmış mı?

- I think you're nuts.
- I think that you're nuts.

Bence sen delinin tekisin.

- You're nuts!
- You're mad!

Sizler delisiniz!

Tom is completely nuts.

Tom tamamen deli.

Are you people nuts?

Siz insanlar kaçık mısınız?

Are they all nuts?

- Onların hepsi deli mi?
- Hepsi kafayı mı yemiş?

You guys are nuts.

Siz kaçıksınız.

Tom just went nuts.

Tom az önce çıldırdı.

This drives me nuts.

Bu beni deli ediyor.

You really are nuts.

Sen gerçekten delisin.

Are you all nuts?

Hepiniz deli misiniz?

Tom is acting nuts.

Tom kaçık gibi davranıyor.

Tom is going nuts.

Tom deliriyor.

Tom is totally nuts.

Tom tamamen çılgın.

I like macadamia nuts.

Macadamia fındıklarını severim.

Squirrels drive me nuts.

Sincaplar beni deli ediyor.

You're driving me nuts.

Beni deli ediyorsun.

They are gathering nuts.

Onlar fındık topluyorlar.

I tightened the nuts.

Somunları sıktım.

Tom drove me nuts.

Tom beni deli ediyordu.

- You're crazy!
- You're nuts!

Sen delisin!

Have you gone nuts?

Delirdin mi?

- Tom is allergic to nuts.
- Tom is allergic to tree nuts.

Tom'un ağaç yemişine karşı alerjisi var.

The crowd is going nuts.

Kalabalık balatayı sıyırıyor.

That guy is totally nuts.

O adam tamamen deli.

Tom is nuts about squirrels.

- Tom sincaplara deli oluyor.
- Tom sincaplara hayran.

Round boxes? Are you nuts?

Yuvarlak kutular mı? Deli misin sen?

That guy is totally nuts!

O adam tamamen deli!

These pine nuts are delicious.

Bu çam fıstıkları lezzetli.

Tom is a little nuts.

Tom biraz deli.

Squirrels like to eat nuts.

Sincaplar fındık yemeyi sever.

She totally drives me nuts.

- O beni tamamen sinir ediyor.
- O tamamen beni çıldırtıyor.

Tom is allergic to nuts.

Tom'un sert kabuklu yemişlere alerjisi vardır.

Joe's nuts about the girl.

Joe kıza deli divane oluyor.

Tom is totally freaking nuts!

Tom tamamen delirmişti!

Tom was a little nuts.

Tom biraz deliydi.

Tom is nuts, isn't he?

Tom deli, değil mi?

I like to eat nuts.

- Fındık fıstık yemeyi severim.
- Kuruyemiş yemeyi severim.

- I don't think Tom is nuts.
- I don't think that Tom is nuts.

Tom'un deli olduğunu sanmıyorum.

Well, the campus went absolutely nuts.

Kampüste yer yerinden oynamıştı tabii.

The squirrel was busy gathering nuts.

Sincap fındık toplamayla meşguldü.

Bob found various kinds of nuts.

Bob çeşitli fındık türleri buldu.

The animals were busy collecting nuts.

Hayvanlar fındık toplamakla meşguldü.

Do you think I am nuts?

Deli olduğumu düşünüyor musun?

Why does catnip drive cats nuts?

Kedinanesi neden kedileri çıldırtır.

I suppose you think I'm nuts.

Sanırım çılgın olduğumu düşünüyorsun.

We shook nuts from the tree.

Biz ağaçtan fındıkları salladık.

Where do pine nuts come from?

Çam fıstığı nereden geliyor?

Pine nuts come from pine cones.

Çam fıstığı çam kozalaklarından gelir.

This squirrel is driving me nuts.

Bu sincap beni delirtiyor.

People think I'm a little nuts.

İnsanlar biraz deli olduğumu düşünüyorlar.

The squirrel ate all the nuts.

Sincap bütün çerezi yedi.

The guests ate all the nuts.

Konuklar bütün çerezi yedi.

- Tom sounds mad.
- Tom sounds nuts.

Tom deli görünüyor.

Tom says he can't eat nuts.

Tom fındık yiyemeyeceğini söylüyor.

Tom knew Mary shouldn't eat nuts.

Tom, Mary'nin fındık yememesi gerektiğini biliyordu.

Tom knew Mary couldn't eat nuts.

Tom, Mary'nin fındık yiyemediğini biliyordu.

- Sami went nuts.
- Sami went crazy.

Sami çıldırdı.

- I thought Tom and Mary were nuts.
- I thought that Tom and Mary were nuts.

Tom ve Mary'nin deli olduğunu düşündüm.

- Does Tom know you can't eat nuts?
- Does Tom know that you can't eat nuts?

Tom çerez yiyemediğini biliyor mu?

- Tom told me that he thought Mary was nuts.
- Tom told me he thought Mary was nuts.
- Tom told me he thought that Mary was nuts.
- Tom told me that he thought that Mary was nuts.

Tom bana Mary'nin delirdiğini düşündüğünü söyledi.

- You're crazy!
- You're a sicko!
- You're nuts!

Sen delisin!

I think the nuts have gone rancid.

Sanırım fındıklar acılaşmış.

Nobody listens to this music except nuts.

Delilerden başka kimse bu müziği dinlemez.

For snacks, she eats fruit or nuts.

Aperitif olarak meyve ve fındık yer.

I love chocolates, especially those with nuts.

Çikolataları severim, özellikle fındıklı olanları.

Your mom speaks six languages — that's nuts.

Senin annen altı dil konuşuyor - Bu çılgınlık.

Neither Tom nor Mary can eat nuts.

Ne Tom ne de Mary fındık yiyebilir.

Do these cookies have nuts in them?

Bu kurabiyelerde fındık var mı?

- Sami went nuts.
- Sami was freaked out.

Sami çıldırdı.

Tom is a little nuts, isn't he?

Tom biraz deli, değil mi?

- I know that Tom is insane.
- I know Tom is nuts.
- I know that Tom is nuts.

Tom'un deli olduğunu biliyorum.

You know, maybe squirrel nuts, anything like that.

Sincap cevizi gibi bir şeyler falan da olur.

After his wife left him, Harold went nuts.

Harold, karısı onu terk ettikten sonra kafayı yedi.

I don't want you to think I'm nuts.

Deli olduğumu düşünmeni istemiyorum.

Tom is allergic to nuts, but not peanuts.

Tom'un yer fıstığı hariç sert kabuklu yemişlere alerjisi vardır.

- Tom tightened the nuts.
- Tom tightened the bolts.

Tom somunları sıkıştırdı.

These pine nuts are delicious, said the squirrel.

Sincap, bu çam fıstıkları lezzetli dedi.

What's the matter with you? Are you nuts?

- Senin sorunun ne? Çıldırdın mı?
- Senin sorunun ne? Delirdin mı?