Examples of using "Cracked" in a sentence and their turkish translations:
Tom gülmekten katıldı.
O, fındık kırdı.
Ekran kırılmış.
Bu şifre kırılamaz.
Tom bir şaka yaptı.
Şifreyi çözdüm.
O, vazoyu kırdı.
Tom eklemlerini kütürdetti.
Tom gülmekten kırıldı.
Ekran kırık.
Ben ekranı kırdım.
Ekran çatlamıştı.
Dolu pencereyi çatlattı.
Az önce bir kaburga kırdım.
Tom'un biraz yüzü güldü.
Sami, Leyla'nın kasasını açık bıraktı.
Tom yanlışlıkla telefonunun ekranını çatlattı.
Buz ağırlığın altında çatladı.
- Sanıldığı kadar iyi değil.
- Söylenildiği kadar iyi değil.
O delirdi.
O cevizi dişleriyle kırdı.
O, cevizi dişleriyle kırdı.
Odamdaki pencereler kırık.
Tom Mary'nin başının üzerinde bir yumurta kırdı.
Tom kırık telefon ekranına baktı.
Eski kırık aynamı bulmak istiyorum.
Tom bana sarıldığında neredeyse kaburgalarımı kırıyordu.
- Tom kafama dizüstü bilgisayarımla vurdu. O da çatladı!
- Tom dizüstü bilgisayarımla kafama vurdu. O şimdi çatlak!
Kırık test tüpleri, kırık deney şişeleri - Laboratuvarda dikkatsiz öğrencilerin çalışması.