Translation of "Notebooks" in Turkish

- Take out your notebooks!
- Take out your notebooks.

Defterlerinizi çıkarın!

- Take out your notebooks.
- Get out your notebooks.

Defterlerinizi dışarı çıkarın!

Close your notebooks.

Defterlerinizi kapatın.

Open your notebooks.

Defterlerinizi açın.

Those notebooks are mine.

Bu defterler benim.

I bought three notebooks.

Üç defter aldım.

These notebooks aren't mine.

Bu defterler benim değil.

Are these notebooks yours?

Bu defterler senin mi?

- Tom threw his old notebooks away.
- Tom threw away his old notebooks.

Tom eski defterlerini attı.

I've used up three notebooks.

- Üç defter bitirdim.
- Üç defter doldurdum.

Even notebooks can be recycled.

Dizüstü bilgisayarlar bile geri dönüştürülebilir.

I've been going through Tom's notebooks.

Tom'un defterlerini gözden geçiriyorum.

Put away your books and notebooks.

Kitaplarınızı ve defterlerinizi yerine koyun.

Get out your notebooks and pens.

Defterinizi ve kalemlerinizi çıkarın.

I need pens, notebooks and so on.

Dolma kalemlere, defterlere ve buna benzer şeylere ihtiyacım var.

"Whose notebooks are these?" "They are Karim's."

"Bu defterler kimin?" "Kerim'in."

Do they sell notebooks at that store?

O mağazada dizüstü bilgisayar satıyorlar mı?

I bought myself several spiral-bound notebooks.

Kendime birkaç tane spiralli defter aldım.

These spiral-bound notebooks are really cheap.

Bu spiralli defterler çok ucuz.

Every year, I buy new notebooks for school.

Her yıl, okul için yeni defterler alırım.

He bought pencils, notebooks, dictionaries and so on.

Kalemler, defterler, sözlükler vesaire satın aldı.

Tom wrote his name on all his notebooks.

Tom tüm defterlerine adını yazdı.

The notebooks should be put in a drawer.

Notebookların bir çekmeceye koyulmaları gerekir.

The 17 Moleskine notebooks that I bought last year

Geçen yıl aldığım 17 Moleskine defter,

Please leave the notebooks on the table as they are.

Lütfen defterleri masaya olduğu gibi bırakın.

I wrote my name on the cover of all my notebooks.

Tüm defter kapaklarımın üzerine adımı yazdım.

When I was a child, only children from wealthy families had ringed notebooks.

Ben çocukken, sadece zengin ailelerin çocuklarının spiralli defterleri vardı.

Tom wanted to buy some notebooks and pens. He also wanted to buy other things.

Tom birkaç not defteri ve kalem almak istedi. O ayrıca başka şeyler satın almak istedi.