Translation of "Close" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Close" in a sentence and their turkish translations:

Close!

Kapat!

Close.

- Kapatın.
- Kapat.

How close is too close?

Ne kadar yakın çok yakındır?

- Close that door.
- Close that door!

O kapıyı kapat.

- Close the window.
- Close the window!

- Pencereyi kapat.
- Pencereyi kapatın.

- Close your books!
- Close your books.

Kitaplarınızı kapatın.

- Close the door.
- Close that door.

Kapıyı kapat.

Outcomes close

%100'e yakın oyla

Stay close.

Yakın dur.

It's close.

Bu yakın.

They're close.

Onlar yakın.

Close it.

Kapat onu.

We're close.

Biz yakınız.

Close, Sesame!

Kapan susam kapan!

- We're very close.
- We are very close.

- Biz çok samimiyiz.
- Biz çok yakınız.

- They are too close.
- They're awfully close.

Onlar çok yakın.

- That was a close call.
- That was close.
- That was a close one.

Kıl payı kurtuldu.

- Don't close the door.
- Don't close the door!

- Kapıyı kapatma!
- Kapıyı kapatmayın!

- Close the door, please.
- Please close the door.

Lütfen kapıyı kapatın.

- We were so close.
- We were so close!

Biz çok yakındık.

- Close the door, please.
- Close the door, please!

Kapıyı kapatın, lütfen!

- Close the damn door!
- Close the fucking door!

Kapat şu lanet kapıyı!

Ok let's close

tamam kapatalım

That looks close.

O yakın görünüyor.

Close your book.

Kitabını kapat.

Close the safe.

Kasayı kapatın.

It's close by.

O çok yakındadır.

They're very close.

Onlar çok samimi.

That was close.

O yakındı.

Close the book.

Kitabınızı kapatın.

Close that curtain!

O perdeyi kapat!

Not so close!

Çok yakın değil!

Close the refrigerator.

Buzdolabı kapatın.

You're so close.

Çok yakınsın.

You're too close.

Çok yakınsın.

Tom came close.

Tom yaklaştı.

Tom stayed close.

Tom yakın kaldı.

We're too close.

Çok yakınız.

We're close enough.

Biz yeterince samimiyiz.

We were close.

Biz samimiydik.

They're awfully close.

Onlar çok yakın.

Close that drawer.

O çekmeceyi kapat.

Close the box.

Kutuyu kapat.

Close the hatch.

Kapağı kapat.

Close the shutters.

Kepenkleri kapat.

Close your notebooks.

Defterlerinizi kapatın.

Hold me close.

Beni yakın tutun.

I'll stay close.

Yakın kalacağım.

It's very close.

Bu çok yakın.

Just stay close.

Sadece yakın kal.

Should I close?

Kapamalı mıyım?

That's close enough.

Bu yeterince yakın.

That's pretty close.

Bu oldukça yakın.

That's really close.

- Gerçekten de yakın.
- Gerçekten de kapalı.

Close the window.

Pencereyi kapat.

Close the gate.

Kapıyı kapat.

Close the chest.

Göğsü kapatın.

Close this drawer.

- Bu çekmeceyi kapatın.
- Bu çekmeceyi kapat.

Close the drawer.

Çekmeceyi kapatın.

Close the curtains.

- Perdeleri kapatın.
- Perdeleri kapat.
- Perdeleri kapayın.
- Perdeleri kapa.

- Tom is a close friend.
- Tom's a close friend.

Tom yakın bir arkadaş.

- Close that door.
- Shut that door.
- Close that door!

O kapıyı kapat.

- What time does it close?
- At what time does it close?
- When does the shop close?

Saat kaçta kapanır?

- Shall I close the door?
- Should I close the door?

Kapıyı kapatayım mı?

- Are you able to close the door?
- Can you close the door?
- Could you close the door?

Kapıyı kapatabilir misin?

And close it forever.

ve temelli kapatmaktı.

It was really close.

O gerçekten kapalıydı.

The door won't close.

- Kapı kapanmayacak.
- Kapı kapanmıyor.

They're very close friends.

Onlar çok yakın arkadaşlar.

Just close your eyes.

Sadece gözlerini kapa.

Were you two close?

İkiniz yakın mıydınız?

You close your eyes.

Sen gözlerini kapat.

We got very close.

Çok canciğer olduk.

We came so close.

Biz çok yaklaştık.

We got too close.

Biz çok yakın olduk.

Please close the curtains.

Perdeleri kapa lütfen.

You're very close now.

Şimdi çok yakınsınız.

You're getting close now.

Şimdi yakınlaşıyorsunuz.

Are you guys close?

- Siz yakın mısınız?
- Siz arkadaşlar yakın mısınız?
- Siz birbirinize yakın mısınız?

How close were you?

Ne kadar yakındınız?

How close are they?

Onlar ne kadar yakın?

Tom lives close by.

Tom yakında yaşıyor.

It was pretty close.

O oldukça yakındı.

I live close by.

Bu civarda yaşıyorum.

That was too close.

O çok yakındı.

Boy that was close.

Yakın olan çocuk.

Tom held Mary close.

Tom Mary'yi yakında tuttu.

That's not very close.

O çok yakın değil.

Follow close behind them.

Onları yakından izleyin.

Tom hugged Mary close.

Tom Mary'ye yakın sarıldı.

They look pretty close.

Onlar oldukça yakın görünüyor.

They quickly became close.

- Kısa sürede yakınlaştılar.
- Çabucak kaynaştılar.

They were really close.

Onlar gerçekten yakındı.