Translation of "Ladder" in Turkish

- He needs a ladder.
- He needs the ladder.

Ona merdiven lazım.

- My ladder is not broken.
- My ladder isn't broken.

Benim merdivenim kırık değil.

Hold the ladder tight.

Merdiveni sıkı tutun.

Tom needs a ladder.

Tom'un bir merdivene ihtiyacı var.

He needs a ladder.

Onun bir merdivene ihtiyacı var.

This ladder is metal.

Bu merdiven metal.

I'll get the ladder.

Merdiveni alacağım.

We need a ladder.

- Bir merdivene ihtiyacımız var.
- Bize bir merdiven lazım.

Tom climbed the ladder.

Tom merdivene tırmandı.

Hold this ladder steady.

Bu merdiveni sabit tutun.

I need a ladder.

- Bir merdivene ihtiyacım var.
- Bana bir merdiven lazım.
- Merdivene ihtiyacım var.

We need the ladder.

Merdivene ihtiyacımız var.

Tom needs the ladder.

Tom'un merdivene ihtiyacı var.

He needs the ladder.

Onun merdivene ihtiyacı var.

I need the ladder.

Merdivene ihtiyacım var.

I climbed the ladder.

Ben merdivene tırmandım.

Knock the ladder down.

Merdiveni yere indir.

- Tom began climbing the ladder.
- Tom started to climb the ladder.

Tom merdivene tırmanmaya başladı.

- Place the ladder against the wall.
- Put the ladder against the wall.

Merdiveni duvara doğru koy.

She fell down the ladder.

Merdivenden düştü.

He climbed up the ladder.

O, merdivene tırmandı.

Tom climbed up the ladder.

Tom merdivene tırmandı.

We don't need a ladder.

Merdivene ihtiyacımız yok.

Tom began climbing the ladder.

Tom merdivene tırmanmaya başladı.

Is this ladder steady enough?

Bu merdiven yeterince sağlam mı?

Tom climbed down the ladder.

Tom merdivenden indi.

Please hold this ladder steady.

Lütfen bu merdiveni sabit tut.

Get down from that ladder.

O merdivenden in.

I fell off the ladder.

Merdivenden düştüm.

Tom fell off a ladder.

Tom bir merdivenden düştü.

Tom fell off the ladder.

Tom merdivenden düştü.

Sami was climbing the ladder.

- Sami merdivene tırmanıyordu.
- Sami merdiveni çıkıyordu.

May I borrow your ladder?

Merdivenini ödünç alabilir miyim?

Stand the ladder against the wall.

Merdiveni duvara daya.

The ladder was covered with mud.

Merdiven çamurla kaplandı.

He's going to climb the ladder.

O, merdivene tırmanacak.

Because my old ladder is broken.

Çünkü benim eski merdivenim kırık.

Place the ladder against the wall.

Merdiveni duvara daya.

Tom started to climb the ladder.

Tom merdivene tırmanmaya başladı.

He fell when the ladder broke.

Merdiven kırıldığında düştü.

This ladder leads to the roof.

Bu merdiven çatıya çıkar.

Tom fell when the ladder broke.

Merdiven kırıldığında Tom düştü.

How much does this ladder cost?

Bu merdivenin fiyatı ne kadar?

Tom almost fell off the ladder.

Tom az daha merdivenden düşüyordu.

He put his foot on the ladder.

Ayağını merdivene koydu.

He placed the ladder against the fence.

Merdiveni çite dayadı.

Tom is going to climb the ladder.

Tom merdivene tırmanacak.

Tom placed the ladder against the fence.

Tom merdiveni çite dayadı.

Hillary rested the ladder against the wall.

Hillary merdiveni duvara dayadı.

We leaned the ladder against the wall.

Merdiveni duvara dayadık.

Why do you need a new ladder?

Neden yeni bir merdivene ihtiyacınız var?

Tom leaned the ladder against the wall.

Tom merdiveni duvara yasladı.

Chaos isn't a pit, but a ladder.

Kaos çukur değil, merdivendir.

- I wonder whether Tom has a rope ladder.
- I wonder whether or not Tom has a rope ladder.
- I wonder whether Tom has a rope ladder or not.

Tom'un bir ip merdiveni olup olmadığını merak ediyorum.

- Tom climbed up a ladder to get to the roof.
- Tom climbed the ladder up to the roof.

Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı.

Take care when you climb up the ladder.

- Merdivenden tırmanırken dikkatli olun.
- Merdivenden yukarı çıkarken dikkatli olun.

The ladder was covered with dust and rust.

Merdiven toz ve pas ile kaplıydı.

My father put a ladder against the tree.

Babam ağaca karşı bir merdiven koydu.

There's a ladder leaning against the garage wall.

Garaj duvarına dayanan bir merdiven var.

I wonder if they have a rope ladder.

Onların bir ip merdiveni olup olmadığını merak ediyorum.

Tom climbed the ladder up to the roof.

Tom merdivenle çatıya çıktı.

Furious, he picked up a  scaling ladder and shouted,  

Öfkeyle bir ölçek merdiveni aldı ve bağırdı,

Sometimes a ladder is a sign of bad luck.

Bazen bir merdiven kötü bir şans işaretidir.

He lost his balance and fell off the ladder.

Dengesini kaybetti ve merdivenden düştü.

I fell from the first rung of the ladder.

Ben merdivenin ilk basamağından düştüm.

The workmen were climbing up and down the ladder.

İşçiler merdivenden yukarı aşağı iniyorlardı.

I am buying a ladder in the hardware store.

Hırdavatçıda bir merdiven satın alıyorum.

The boy seized the ladder, and began to climb.

Çocuk merdiveni kaptı ve tırmanmaya başladı.

Tom went up the ladder to pick some apples.

Tom birkaç elma toplamak için merdivene çıktı.

Is this ladder strong enough to bear my weight?

Bu merdiven benim ağırlığımı taşıyacak kadar güçlü mü?

Tom wondered how fast Mary could climb a ladder.

Tom Mary'nin merdivene ne kadar hızlı tırmanabileceğini merak etti.

Does anyone know where we can find a ladder?

Merdiven bulabileceğimiz yeri bilen var mı?

Are on and climbing every rung of the corporate ladder;

kendini güvende hissettiği ve her gün iş yerine

He told his son to get down from the ladder.

Oğluna merdivenden inmesini söyledi.

Tom climbed up the ladder as quickly as he could.

Tom elinden geldiği kadar hızlı şekilde merdivene tırmandı.

As he rushed forward, his aides  grabbed the ladder from him,  

İleri atılırken yardımcıları ondan merdiveni kaptı

Tom unrolled the rope ladder and hung it out the window.

Tom ip merdiveni açtı ve onu pencerenin dışına astı.

Tom fell off a ladder and broke both of his arms.

Tom bir merdivenden düştü ve kollarının her ikisini de kırdı.

Tom climbed up the ladder to the roof of the garage.

Tom garajın çatısına merdivenle tırmandı.

Tom put his foot on the first rung of the ladder.

Tom ayağını merdivenin ilk basamağına koydu.

Looks like an old mining ladder, up the side of this wall.

Eski bir madenci merdivenine benziyor, duvarın bu tarafında duruyor.

Tom fell off the ladder when he was cleaning out his gutters.

Tom çatı oluklarını temizlerken merdivenden düştü.

I need a ladder so I can get up to my roof.

Çatıma ulaşabilmem için bir merdivene ihtiyacım var.

Tom climbed up the ladder and picked an apple from the tree.

Tom merdivene tırmandı ve ağaçtan bir elma kopardı.

Tom climbed halfway up the ladder and then turned and looked at us.

Tom merdivenin ortasına kadar tırmandı ve sonra döndü ve bize baktı.

The feature that distinguishes this pramit from the others is that it has a ladder

bu pramiti diğerlerinden ayıran özelliği ise merdivenli olması

And on 13th June, their first assault with a single scaling ladder was easily repulsed.

Ve 13 Haziran, ilk saldırı ile ilgili Tek bir ölçekleme merdiven kolayca püskürtüldü.