Translation of "Disorder" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Disorder" in a sentence and their turkish translations:

Behavioral disorder

davranış bozukluğu

Called borderline personality disorder.

bir kişilik bozukluğu tanısı kondu.

It's an autoimmune disorder.

Bir otoimmün hastalığı.

Disorder afflicts the land,

Kargaşa her yeri etkisi altına aldı,

Disorder afflicts the land!

Kargaşa her yeri etkisi altına aldı!

She has eating disorder.

Onun beslenme bozukluğu var.

We'll revolt against this disorder.

bu kargaşaya meydan okuyacağız.

The room was in disorder.

Oda düzensizdi.

Tom has a learning disorder.

Tom'un öğrenme düzensizliği var.

I have an eating disorder.

Benim yeme bozukluğum var.

Disorder prevails in the street.

Sokakta karışıklık hüküm sürüyor.

Mary has an eating disorder.

Mary'nin bir yeme bozukluğu var.

- Left-wing communism is an infantile disorder.
- "Left-Wing" communism is an infantile disorder.

Solcu komünizm, infantil bir bozukluktur.

"Disorder" might be a better word,

"Düzensizlik" bunun için daha doğru bir kelime olabilir

My father has a personality disorder.

Babamın bir kişilik bozukluğu var.

Tom suffers from narcissistic personality disorder.

Tom narsisistik kişilik bozukluğundan muzdarip.

Layla suffered from borderline personality disorder.

Leyla, sınırdaki kişilik bozukluğundan muzdaripti.

For example, people with generalized anxiety disorder

Örneğin, yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler

A psychological disorder that continues until suicide

intihara kadar devam eden psikolojik bir rahatsızlık

Tom has been diagnosed with bipolar disorder.

Tom'a bipolar bozukluk tanısı konuldu.

Tom is suffering from a nervous disorder.

Tom bir sinir bozukluğu çekiyor.

I've been treated for a psychiatric disorder.

Bir psikiyatrik bozukluk için tedavi oldum.

Have you ever had an eating disorder?

Hiç yeme bozukluğu yaşadın mı?

- Tom thinks Mary may have an eating disorder.
- Tom thinks that Mary may have an eating disorder.

Tom, Mary'de bir yeme bozukluğu olabileceğini düşünüyor.

But the hero will revolt against this disorder,

Ama kahraman bu kargaşaya karşı koyacak,

Tom has no history of any mental disorder.

Tom'un herhangi bir ruhsal bozukluk öyküsü yoktur.

- I have OCD.
- I have obsessive compulsive disorder.

Bende OKB var.

Fadil was suffering from a serious mental disorder.

Fadıl ciddi bir zihinsel rahatsızlıktan muzdaripti.

Sami has beed diagnosed with a mental disorder.

Sami'ye bir akıl hastalığı teşhisi konuldu.

Then that's when you might have an anxiety disorder.

anksiyete bozukluğunuz olabilir.

It's a skin disorder where you lose your pigment.

Pigmentlerini kaybettiğin bir deri hastalığı.

- I have post-traumatic stress disorder.
- I have PTSD.

Post-travmatik stres bozukluğum var.

Have you ever been treated for a mental disorder?

- Bir akli dengesizlik için tedavi gördünüz mü hiç?
- Hiç psikolojik tedavi gördünüz mü?

Have you ever been diagnosed with a seizure disorder?

- Hiç sara tanısı almış mıydınız?
- Hiç epilepsi teşhisi aldınız mı?

Hysterical, personality disorder and a lot more can be exemplified

histerik, kişilik bozukluğu ve daha bir sürü örneklendirilebilir

The validity of gender identity disorder has become highly controversial in politics.

Toplumsal cinsiyet kimliği bozukluğunun geçerliliği siyasette son derece tartışmalı bir hal almıştır.

The authorities fined the shop because of a disorder in the electronic balance.

Elektronik terazideki bir arıza nedeniyle yetkililer işyerine para cezası verdi.

Drinking alcohol during pregnancy can result in the child being born with foetal alcohol disorder.

Hamilelik sırasında alkol içmek çocuğun fetal alkol bozukluğu ile doğmasına neden olabilir.

Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.

Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.

Since people suffering from low-level blood sugar disorder lack the ability to suppress their emotions, they easily get frightened and angry.

Kan şekeri bozukluğu düşük seviyede olan kişiler onların duygularını bastırmak için güçten yoksun olmaları nedeniyle kolayca korkarlar ve öfkelenirler.