Translation of "Lab" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Lab" in a sentence and their turkish translations:

The lab is empty.

Laboratuvar boş.

Go into the lab.

Laboratuvara gidin.

Specifically, in my lab, mice.

Benim laboratuvarımda, spesifik olarak farelerle.

Go back to the lab.

Laboratuara geri gidin.

He works in the lab.

O, laboratuvarda çalışır.

He works in that lab.

O, o laboratuvarda çalışmaktadır.

I'm going to the lab.

Laboratuvara gidiyorum.

I'll be in the lab.

Laboratuvarda olacağım.

I'll be in my lab.

Laboratuvarımda olacağım.

We don't have a lab.

Bir laboratuvarımız yok.

I'm not your lab assistant.

Senin laboratuvar asistanın değilim.

- Tom is not allowed in the lab.
- Tom isn't allowed in the lab.

Tom'a laboratuvarda izin verilmiyor.

May we use the language lab?

Lisan Laboratuvarını kullanabilir miyiz?

Tom is wearing a lab coat.

Tom bir laboratuvar önlüğü giyiyor.

Can you meet me in the lab?

Benimle laboratuvarda buluşabilir misin?

There was an explosion in the lab.

Laboratuvarda bir patlama vardı.

Tom was wearing an old lab coat.

Tom eski bir laboratuvar önlüğü giyiyordu.

Tom was wearing a white lab coat.

Tom beyaz bir laboratuvar önlüğü giyiyordu.

Tom was working alone in the lab.

Tom tek başına laboratuvarda çalışıyordu.

This virus was engineered in a lab.

Bu virüs bir laboratuvarda tasarlandı.

Sami has to go to the lab.

Sami laboratuara gitmek zorunda.

So, we wanted to know, in my lab,

Laboratuvarımda, insanların içine

In fact, in my lab at Duke University,

Duke Üniversitesi'ndeki laboratuvarımda

I want to go back to the lab.

Laboratuara geri dönmek istiyorum.

We've got to get back to the lab.

Laboratuvara geri dönmek zorundayız.

Tom analyzed the precious stone at his lab.

Tom Laboratuarda kıymetli taş analizi yaptı.

Not with students in the lab at the university

üniversitede laboratuvarda öğrencilerle beraber değil

You know they did the virus in the lab

biliyorsunuz virüsü laboratuvarda yaptılar

I wonder why Tom isn't wearing a lab coat.

Tom'un neden laboratuvar önlüğü giymediğini merak ediyorum.

Researchers have found and analyzed these biases in a lab,

Araştırmacılar bu ön yargıları laboratuvar koşulları altında,

I had just started working in Dr Danny Wirtz's lab

John Hopkins Üniversitesi'nde Dr Danny Wirtz'in laboratuvarında

If you climb up this mountain, you'll reach the lab.

Bu dağa tırmanırsan laboratuara ulaşırsın.

Detective Dan Anderson waited anxiously for the crime lab results.

Dedektif Dan Anderson suç laboratuvarı sonuçları için endişeyle bekledi.

Tom said that the alarm was coming from the lab.

Tom alarmın laboratuvardan geldiğini söyledi.

I applied to the school for the lab assistant position.

Ben laboratuvar asistanı görevi için okula başvurdum.

In the lab, two graduate students were waiting for me.

Laboratuarda iki tane lisansüstü öğrenci beni bekliyorlardı.

- He works in the laboratory.
- He works in the lab.

O, laboratuvarda çalışır.

- They're in the science lab.
- They are in a scientific laboratory.

Onlar bilim laboratuvarında.

I spent three hours in the lab with Tom this afternoon.

Bu öğleden sonra Tom'la birlikte laboratuvarda üç saat geçirdim.

The stain on the lab coat is due to silver nitrate.

Laboratuvar önlüğündeki leke gümüş nitrat yüzünden.

Some people say that COVID-19 was created in a lab.

Bazı insanlar COVİD-19'un laboratuarda yaratıldığını söylüyorlar.

Tom took off his lab coat and hung it over the chair.

Tom laboratuvar önlüğünü çıkardı ve onu sandalyeye astı.

Lieutenant Dan Anderson sent the sample to the FBI lab for testing.

Teğmen Dan Anderson örneği test için FBI laboratuvarına gönderdi.

- Tom is in the laboratory now.
- Tom is in the lab now.

Tom şu an laboratuvarda.

Well, my own lab has done quite a lot of work on this.

Benim kendi laboratuvarım bu konuda çok fazla çalıştı.

It gives a lot of living space and a lot of lab space,

Bu bize bir çok yaşama alanı ve laboratuvar sahası veriyor

Everybody has access to the same physics; you don't need a big, posh lab.

Herkesin aynı fiziğe erişimi var, fiyakalı bir laboratuvara ihtiyacınız yok.

But we treat this skull with great respect at our lab and here at TED.

Ama bu kafatasını laboratuvarımızda ve TED'de saygıyla inceliyoruz.