Translation of "Kettle" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Kettle" in a sentence and their turkish translations:

- Put the kettle on.
- Go put the kettle on.

Çaydanlığı açın.

The kettle is boiling.

Çaydanlık kaynıyor.

- I'll put the kettle on.
- I'll go put the kettle on.

- Kettleı çalıştıracağım.
- Ketılı çalıştıracağım.
- Su ısıtıcıyı açacağım.
- Su ısıtıcısını açacağım.

- The pot calls the kettle black.
- The pot calls the kettle black!

- Tencere dibin kara, seninki benden kara.
- Dinime söven bari Müslüman olsa.
- Dinime küfreden bari Müslüman olsa.

The kettle must be boiling.

Çaydanlık kaynıyor olmalı.

The kettle isn't boiling yet.

Su ısıtıcısı henüz kaynamıyor.

- The pot calls the kettle black!
- That's like the pot calling the kettle black.

- Tencere dibin kara, seninki benden kara.
- Dinime söven bari Müslüman olsa.
- Dinime küfreden bari Müslüman olsa.

- Tom put a kettle on the stove.
- Tom put the kettle on the stove.

Tom sobanın üzerine bir çaydanlık koydu.

Tom turned off the boiling kettle.

Tom kaynayan çaydanlığı kapattı.

Put the kettle on the fire.

Çaydanlığı ateşe koy.

Wait till the kettle begins to sing.

Çaydanlık ötmeye başlayıncaya kadar bekle.

Tom put the kettle on the stove.

Tom demliği ocağa koydu.

This is a different kettle of fish.

Bu başka bir mesele.

I scalded myself with boiling water from the kettle.

Su ısıtıcısından kaynar su ile kendimi haşladım.

This magnificent electric kettle is on sale at only €29.96.

Bu muhteşem elektrikli su ısıtıcısı sadece 29,96 €'ya satıştadır.

Tom put a kettle full of water on the small fire.

Tom küçük bir ateşe su dolu bir demlik koydu.

Tom filled the kettle with water and put it on the stove.

Tom çaydanlığı suyla doldurdu ve onu ocağın üstüne koydu.

Don't use the iron, electric kettle, and electric stove at the same time.

Aynı zamanda ütü, elektrikli su ısıtıcısı ve elektrikli soba kullanmayınız.