Examples of using "Painful" in a sentence and their turkish translations:
Acı bir ders.
Çok eziyet vericiydi.
Acıtıcı gözüküyor.
O ağrılı görünüyor.
Bu can yakıcı.
Gerçekten acı verici.
Bu çok acı verici.
O acı verici görünüyor.
Sünnet acı vericidir.
Özkıyım acısızdır.
Onu izlemesi acı vericiydi.
Sonra acı veriyor.
Çok acı vericiydi.
Bu ağrılı olacak mı?
Bu belli ki çok acı verici.
Bu son derece sancılıydı.
Bu çok acı verici.
Boşanma her zaman can yakıcı.
- O gerçekten yorucu görünüyor.
- O gerçekten zahmetli görünüyor.
Her hareket acı verici.
Bu acı verici olabilir.
Reddedilmek acıdır.
Bu çok acı verici olmalı.
Bu son derece acı verici olmalı.
Çok eziyetli. Onu durdurun!
Bunu izlemek acı vericiydi.
Herhangi bir iş acı veren bir işe dönüşebilir.
Bu sancılı olacak.
- Bu can sıkıcı olmalı.
- Bu ağrılı olmalı.
Tom acı verici bir hata yaptı.
Reddedilmek can sıkıcı.
Elektrik işkencesi olağanüstü acı vericidir.
Sami'nin bazı acı sırları vardı.
Yavaş ve acılı oldu.
Can yakıcı mı?
Yaşam bazen zor ve acı doludur.
Arı sokmaları çok ağrılı olabilir.
Umarım çok üzücü değildi.
Boşanma genellikle acı bir ayrılıktır.
Tom'un bazı gerçekten acı anıları vardı.
Bunun can sıkıcı olacağını biliyordum.
Son derece acı verici olmak zorundaydı.
Leyla çok acılı bir çocukluk geçirdi.
Bunlar benim için acı dolu anılar.
Arı sokması çok acı verici olabilir.
Arı sokması, acı bir şeydir.
O, acı dolu bir kararı almak zorunda kaldı.
Çok acı vericiydi.
Senin ölümün yavaş ve sancılı olacak.
Tom onun ne kadar acı olduğunu anlatamaz.
Sami trajik ve acılı bir ölümle hayatını kaybetti.
- Bu hareketi yapmak ağrı veriyor mu?
- Bu şekilde hareket edince ağrı oluyor mu?
İnanılmaz derecede acı verici ama bir o kadar da güzel olabilir.
en acı dolu olanları komik bir şeye dönüştürebileceklerini
Güneş ışığı bu zaman aralığında acı vericidir.
Doğum yapma süreci çok acı vericidir.
Tom babası için acı dolu bir mektup yazdı.
Birisinin evladını kaybetmesinden daha acı bir şey yoktur.
Sigara içmek yavaş ve ağrılı bir ölüme neden olabilir.
- Değişim bazen acı olsa bile iyidir.
- Değişim bazen acı olmasına rağmen iyidir.
Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.
Gerçek bir yalandan daha can sıkıcı olabilir.
Baldır kaslarındaki gece krampları özellikle acı vericidir.
Artrit, eklemleri etkileyen ağrılı bir durumdur.
Belki de hayatımın en acı tecrübesiydi denebilir.
Babasının kaybı onun için çok acı oldu.
Tom ertesi gün acı bir kalıntı ile uyandı.
Kendim ve o arasındaki ayrılık sancılı ama gerekliydi.
- Kimin iğne batması daha ağrılıdır: Bir arının mı yoksa bir yaban arısının mı?
- Hangisinin sokması daha acılıdır: Bir arının mı yoksa bir yaban arısının mı?
Tom ertesi gün acı verici bir baş ağrısıyla uyandı.
Tatlı yiyememek oldukça acı verici bir şey.
Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır.
Beni ısırdığında o kadar çok acı vericiydi ki bayıldım.
Bunlar çocukluğum hakkında sahip olduğum en acı veren anılar.
Mesela, Hindistan, Bangladeş ya da Pakistan gibi ülkelerden
Tom onların ayrılığının ne kadar acı verici olduğunu hatırlamadan Mary'yi düşünemedi.
Bir anne için en acı şey, kendi çocuğunu gömmektir.
El tırnak altları, kıymık batmasının en acı verdiği yerlerden biridir.
Bunu sana söylememin ne kadar acı olduğunu hayal bile edemezsin.
Bu savaşta aldığı son yaralar iyileşirken Lannes, evinden acı bir haber aldı:
Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
O, beş yıllık ağrılı kanser tedavisi boyunca cesaretini kaybetmedi.
Bu sabah sol gözümde bir ağrı vardı fakat şimdi daha az ağrılı.
Çıngıraklı yılan ısırığı böyle bir görevin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatan bir gösterge.
Çenesi çok güçlüdür ve ısırığı yılandan çok acı verir, korkulacak bir avcıdır.
Aynı cümle içinde diğer adların arasında hainin adını görmek benim için acı verici.
Bu bizim için acı bir gerçek fakat bu filmi izlemek eve bana tekrar dünyaya bakan tehlikeyi getirdi.
ve iyileşmek için yaklaşık üç ay dinlenmem gerekti. Uzun, acılı bir süreçti.
Bilinçsiz insan acı hissetmez, ama aile ve dostları için bu uzun ve acılı bir deneyim olabilir.
Çıplak gözle zor görülebilecek bir tahta kıymığı, Tom'un parmağında çok sancılı bir enfeksiyona neden oldu.