Translation of "Painful" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Painful" in a sentence and their turkish translations:

A painful lesson.

Acı bir ders.

It was painful.

Çok eziyet vericiydi.

It looks painful.

Acıtıcı gözüküyor.

That sounds painful.

O ağrılı görünüyor.

This is painful.

Bu can yakıcı.

It's really painful.

Gerçekten acı verici.

It's too painful.

Bu çok acı verici.

That looks painful.

O acı verici görünüyor.

Circumcision is painful.

Sünnet acı vericidir.

Suicide isn't painful.

Özkıyım acısızdır.

- That was painful to watch.
- It was painful to watch.

Onu izlemesi acı vericiydi.

Then, it becomes painful.

Sonra acı veriyor.

It was very painful.

Çok acı vericiydi.

Will this be painful?

Bu ağrılı olacak mı?

It's obviously very painful.

Bu belli ki çok acı verici.

It was terribly painful.

Bu son derece sancılıydı.

This is very painful.

Bu çok acı verici.

Divorce is always painful.

Boşanma her zaman can yakıcı.

That looks really painful.

- O gerçekten yorucu görünüyor.
- O gerçekten zahmetli görünüyor.

Every movement is painful.

Her hareket acı verici.

That could be painful.

Bu acı verici olabilir.

Being rejected is painful.

Reddedilmek acıdır.

- It must've been very painful.
- It must have been very painful.

Bu çok acı verici olmalı.

- It must have been extremely painful.
- It must've been extremely painful.

Bu son derece acı verici olmalı.

It's so painful. Stop it!

Çok eziyetli. Onu durdurun!

That was painful to watch.

Bunu izlemek acı vericiydi.

Any task may become painful.

Herhangi bir iş acı veren bir işe dönüşebilir.

It's going to be painful.

Bu sancılı olacak.

That's got to be painful.

- Bu can sıkıcı olmalı.
- Bu ağrılı olmalı.

Tom made a painful mistake.

Tom acı verici bir hata yaptı.

It's painful to be rejected.

Reddedilmek can sıkıcı.

Electric torture is extraordinarily painful.

Elektrik işkencesi olağanüstü acı vericidir.

Sami had some painful secrets.

Sami'nin bazı acı sırları vardı.

It was slow and painful.

Yavaş ve acılı oldu.

- Does that hurt?
- Is it painful?

Can yakıcı mı?

Sometimes, life is difficult and painful.

Yaşam bazen zor ve acı doludur.

Bee stings can be very painful.

Arı sokmaları çok ağrılı olabilir.

I hope it wasn't too painful.

Umarım çok üzücü değildi.

Divorce is generally a painful parting.

Boşanma genellikle acı bir ayrılıktır.

Tom had some really painful memories.

Tom'un bazı gerçekten acı anıları vardı.

I knew it would be painful.

Bunun can sıkıcı olacağını biliyordum.

It had to be extremely painful.

Son derece acı verici olmak zorundaydı.

Layla had a very painful childhood.

Leyla çok acılı bir çocukluk geçirdi.

These are painful memories for me.

Bunlar benim için acı dolu anılar.

A bee sting can be very painful.

Arı sokması çok acı verici olabilir.

A bee sting is a painful thing.

Arı sokması, acı bir şeydir.

She had to take a painful decision.

O, acı dolu bir kararı almak zorunda kaldı.

- It was excruciating.
- It was very painful.

Çok acı vericiydi.

Your death will be slow and painful.

Senin ölümün yavaş ve sancılı olacak.

Tom can't describe how painful it was.

Tom onun ne kadar acı olduğunu anlatamaz.

Sami died a tragic and painful death.

Sami trajik ve acılı bir ölümle hayatını kaybetti.

Is it painful to move like this?

- Bu hareketi yapmak ağrı veriyor mu?
- Bu şekilde hareket edince ağrı oluyor mu?

It can be incredibly painful and incredibly beautiful.

İnanılmaz derecede acı verici ama bir o kadar da güzel olabilir.

Turn the most painful ones into something laughable,

en acı dolu olanları komik bir şeye dönüştürebileceklerini

The sunlight is painful in this time period.

Güneş ışığı bu zaman aralığında acı vericidir.

The process of giving birth is very painful.

Doğum yapma süreci çok acı vericidir.

To his father, Tom wrote a painful letter.

Tom babası için acı dolu bir mektup yazdı.

There's nothing more painful than losing one's child.

Birisinin evladını kaybetmesinden daha acı bir şey yoktur.

Smoking can cause a slow and painful death.

Sigara içmek yavaş ve ağrılı bir ölüme neden olabilir.

Change is good, even though it's sometimes painful.

- Değişim bazen acı olsa bile iyidir.
- Değişim bazen acı olmasına rağmen iyidir.

At times, he suffered from a painful headache.

Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.

The truth can be more painful than a lie.

Gerçek bir yalandan daha can sıkıcı olabilir.

Night cramps in the calf muscles are particularly painful.

Baldır kaslarındaki gece krampları özellikle acı vericidir.

Arthritis is a painful condition that affects the joints.

Artrit, eklemleri etkileyen ağrılı bir durumdur.

That might be the most painful experience in my life.

Belki de hayatımın en acı tecrübesiydi denebilir.

The loss of her father was very painful for her.

Babasının kaybı onun için çok acı oldu.

Tom woke up the next day with a painful hangover.

Tom ertesi gün acı bir kalıntı ile uyandı.

The separation between myself and him was painful, but necessary.

Kendim ve o arasındaki ayrılık sancılı ama gerekliydi.

Whose sting is more painful: a bee's or a wasp's?

- Kimin iğne batması daha ağrılıdır: Bir arının mı yoksa bir yaban arısının mı?
- Hangisinin sokması daha acılıdır: Bir arının mı yoksa bir yaban arısının mı?

Tom woke up the next day with a painful headache.

Tom ertesi gün acı verici bir baş ağrısıyla uyandı.

Not being able to eat sweets is an extremely painful thing.

Tatlı yiyememek oldukça acı verici bir şey.

Most jellyfish stings aren't deadly, but many are pretty painful nonetheless.

Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır.

When he bit me, it was so painful that I fainted.

Beni ısırdığında o kadar çok acı vericiydi ki bayıldım.

These are the most painful memories I have of my childhood.

Bunlar çocukluğum hakkında sahip olduğum en acı veren anılar.

There are, for example, the painful conditions suffered by many construction workers from

Mesela, Hindistan, Bangladeş ya da Pakistan gibi ülkelerden

Tom couldn't think of Mary without remembering how painful their breakup had been.

Tom onların ayrılığının ne kadar acı verici olduğunu hatırlamadan Mary'yi düşünemedi.

The most painful thing for a mother is having to bury her own child.

Bir anne için en acı şey, kendi çocuğunu gömmektir.

One of the most painful places to get a splinter is under the fingernail.

El tırnak altları, kıymık batmasının en acı verdiği yerlerden biridir.

You can't even imagine how painful it is for me to tell you this.

Bunu sana söylememin ne kadar acı olduğunu hayal bile edemezsin.

While recovering from his latest wounds in this  battle, Lannes received painful news from home:  

Bu savaşta aldığı son yaralar iyileşirken Lannes, evinden acı bir haber aldı:

I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.

Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.

Throughout the five years of painful cancer treatments, he managed to keep a stiff upper lip.

O, beş yıllık ağrılı kanser tedavisi boyunca cesaretini kaybetmedi.

This morning I had a pain in my left eye, but it is less painful now.

Bu sabah sol gözümde bir ağrı vardı fakat şimdi daha az ağrılı.

A rattlesnake bite is a painful reminder of just how dangerous a mission like this can be.

Çıngıraklı yılan ısırığı böyle bir görevin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatan bir gösterge.

With super-powerful jaws and a bite more painful than a snake’s, it’s a predator to be feared.

Çenesi çok güçlüdür ve ısırığı yılandan çok acı verir, korkulacak bir avcıdır.

It is painful for me to see the name of the traitor among other names in the same sentence.

Aynı cümle içinde diğer adların arasında hainin adını görmek benim için acı verici.

It's a painful 'truth' for us, but watching this movie brought home to me again the danger facing Earth.

Bu bizim için acı bir gerçek fakat bu filmi izlemek eve bana tekrar dünyaya bakan tehlikeyi getirdi.

And I had to rest for about three months before I could recover. So, it was a long painful process.

ve iyileşmek için yaklaşık üç ay dinlenmem gerekti. Uzun, acılı bir süreçti.

The unconscious person feels no pain, but for the family and friends it can be a long and painful experience.

Bilinçsiz insan acı hissetmez, ama aile ve dostları için bu uzun ve acılı bir deneyim olabilir.

A splinter of wood, barely visible to the naked eye, caused a very painful infection in one of Tom's fingers.

Çıplak gözle zor görülebilecek bir tahta kıymığı, Tom'un parmağında çok sancılı bir enfeksiyona neden oldu.