Translation of "Boring" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Boring" in a sentence and their turkish translations:

- How boring.
- How boring!

Ne sıkıcı!

Boring.

Sıkıcı.

Boring!

Sıkıcı!

- This is boring.
- It's boring.

Bu sıkıcı.

- I am boring.
- I'm boring.

Ben sıkıcıyım.

- You're boring.
- You are boring.

- Sen sıkıcısın.
- Sıkıcısın.

- You're boring me.
- You're boring me!
- You are boring me.

Beni sıkıyorsun.

- Normalcy is boring.
- Normality is boring.

Normallik sıkıcıdır.

- This is so boring.
- It's so boring.
- It is so boring.

Bu çok sıkıcı.

You're boring."

Sıkıcı birisin" dedi.

Boring? What?"

Demek sıkıcı? Nasıl yani? "

It's boring.

Bu sıkıcı.

They're boring.

Onlar sıkıcı.

- How boring.
- What a bore.
- How boring!

Sıkıldım.

- How boring.
- What a bore!
- How boring!

Ne sıkıcı!

- The film is boring.
- The movie is boring.

Film sıkıcı.

California is boring.

Kaliforniya sıkıcı.

Theater is boring.

Tiyatro sıkıcıdır.

School is boring.

Okul sıkıcı.

Is perfection boring?

Mükemmellik sıkıcı mı?

It's incredibly boring.

Bu akılalmaz derecede sıkıcı.

Facebook is boring.

Facebook sıkıcı.

It's so boring.

Çok sıkıcı.

Golf is boring.

Golf sıkıcıdır.

Tom was boring.

Tom sıkıcıydı.

It was boring.

O sıkıcıydı.

This is boring.

Bu sıkıcı.

Boxing is boring.

Boks yapmak sıkıcı.

Waiting is boring.

Beklemek sıkıcıdır.

Symmetry is boring.

Simetri sıkıcıdır.

Tom is boring.

Tom sıkıcıdır.

You're really boring.

Gerçekten sıkıcısın.

Tom isn't boring.

Tom sıkıcı değil.

It's really boring.

Gerçekten sıkıcı.

It's very boring.

Bu çok sıkıcı.

That's incredibly boring.

O inanılmaz sıkıcı.

TV's boring today.

TV bugün sıkıcı.

Baseball is boring.

Beyzbol sıkıcıdır.

She was boring.

O sıkıcıydı.

Music is boring.

Müzik sıkıcıdır.

This movie's boring.

Bu film sıkıcı.

Boston is boring.

Boston sıkıcı.

- This is kind of boring.
- It's kind of boring.

Bu biraz sıkıcı.

Was I really boring?

Ben gerçekten sıkıcı mıydım?

Was he really boring?

- O gerçekten sıkıcı mıydı?
- O hakikaten sıkıcı mıydı?

Were you really boring?

Gerçekten sıkılıyor muydun?

This is so boring.

Bu çok sıkıcı.

Was she really boring?

O gerçekten can sıkıyor muydu?

It's boring to watch.

O izlemek için sıkıcı.

My job is boring.

İşim sıkıcı.

It's slow and boring.

O yavaş ve sıkıcı.

Tom's party was boring.

Tom'un partisi sıkıcıydı.

It just sounds boring.

Bu sadece sıkıcı geliyor.

Dinner was incredibly boring.

Akşam yemeği inanılmaz bir şekilde sıkıcıydı.

That was really boring.

O gerçekten sıkıcıydı.

This place is boring.

Bu yer sıkıcıdır.

That game is boring.

Bu oyun sıkıcı.

This sentence is boring.

Bu cümle sıkıcı.

Is the book boring?

Kitap sıkıcı mı?

Is this book boring?

Bu kitap sıkıcı mı?

This novel is boring.

Bu roman sıkıcı.

Staying home is boring.

Evde kalmak sıkıcı.

It's a boring word.

Bu sıkıcı bir söz.

It was rather boring.

O oldukça sıkıcıydı.

Tom is so boring.

Tom çok sıkıcı.

Guard duty is boring.

Nöbet görevi sıkıcı.

This won't be boring.

Bu sıkıcı olmayacak.

Everything else is boring.

Başka her şey sıkıcı.

This movie is boring.

Bu film sıkıcı.

Today's lesson was boring.

Bugünkü ders sıkıcıydı.

The film is boring.

Film sıkıcı.

My life is boring.

Hayatım sıkıcı.

Your story is boring.

Hikayen sıkıcı.

What a boring task!

- Ne sıkıcı bir görev!
- Ne sıkıcı bir vazife!

This video is boring.

Bu video sıkıcı.

That looks so boring.

O çok sıkıcı görünüyor.

This article was boring.

Bu makale sıkıcıydı.

This lesson is boring.

Bu ders sıkıcı.

Please stop boring us.

Lütfen bizi sıkmayı bırak.

This book is boring.

Bu kitap sıkıcı.

That was exceptionally boring.

O son derece sıkıcıydı.

It was so boring.

O çok sıkıcıydı.

It's kind of boring.

Bu biraz sıkıcı.

This party is boring.

Bu parti sıkıcı.

This village is boring.

Bu köy sıkıcı.

This town is boring.

Bu kasaba sıkıcı.

This city is boring.

Bu şehir sıkıcı.

The lecture was boring.

- Ders can sıkıcıydı.
- Ders çok sıkıcıydı.

Tom was very boring.

Tom çok sıkıcıydı.

This game is boring.

Bu oyun sıkıcı.

- Tom said I was boring.
- Tom said that I was boring.

Tom sıkıcı olduğumu söyledi.

- I think Tom is boring.
- I think that Tom is boring.

Tom'un sıkıcı olduğunu düşünüyorum.

- Staying at home is boring.
- It's boring to stay at home.

Evde kalmak sıkıcıdır.

- You're such a boring person.
- You are such a boring person.

Sen böyle sıkıcı bir kişisin.

- Tom told me that I'm boring.
- Tom told me I'm boring.

Tom bana sıkıcı olduğumu söyledi.

- I don't think you're boring.
- I don't think that you're boring.

Sıkıcı olduğunu düşünmüyorum.