Translation of "Illiterate" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Illiterate" in a sentence and their turkish translations:

- Tom's illiterate.
- Tom is illiterate.

- Tom okuma-yazma bilmiyor.
- Tom cahil.
- Tom okuryazar değil.
- Tom'un okuması yazması yok.
- Tom elifi görse mertek sanır.

- I'm illiterate.
- I am illiterate.

- Ben okuma yazma bilmiyorum.
- Ben cahilim.

We're illiterate.

- Biz cahiliz.
- Okuryazar değiliz.

You're illiterate.

Sen okuma-yazma bilmiyorsun.

Included illiterate people.

okuma yazma bilmeyenler de dahil.

I'm not illiterate.

Ben cahil değilim.

He is illiterate.

O okuma yazma bilmiyor.

Tom isn't illiterate.

Tom okuma yazma bilmeyen değil.

Are you illiterate?

- Okuma yazma bilmiyor musun?
- Okuman yazman yok mu?

Is Tom illiterate?

Tom'un okuma yazması yok mu?

Sami was illiterate.

- Sami okuryazar değildi.
- Sami cahildi.

Tom's grandfather was illiterate.

Tom'un dedesi okuma yazma bilmiyordu.

- I think Tom is illiterate.
- I think that Tom is illiterate.

Tom'un cahil olduğunu düşünüyorum.

- I know that Tom is illiterate.
- I know Tom is illiterate.

Tom'un okuma yazması olmadığını biliyorum.

- Tom admitted that he was illiterate.
- Tom admitted he was illiterate.

Tom, okuryazar olmadığını itiraf etti.

- I can't read.
- I'm illiterate.
- I can not read.
- I am illiterate.

Okuyamıyorum.

A billion adults are illiterate.

Bir milyar yetişkin okuma yazma bilmemektedir.

One milliard adults are illiterate.

Bir milyar yetişkin, okuma yazma bilmiyor.

Tom is illiterate, isn't he?

Tom okuma yazma bilmiyor, değil mi?

Tom and Mary are illiterate.

Tom ve Mary okuryazar değiller.

Tom is a computer illiterate.

Tom bilgisayar cahilidir.

A thousand million adults are illiterate.

Bin milyon yetişkin okuma yazma bilmiyor.

One thousand million adults are illiterate.

Bir milyar yetişkin okuma yazma bilmez.

- Tom told me that he thought Mary was illiterate.
- Tom told me he thought Mary was illiterate.
- Tom told me he thought that Mary was illiterate.
- Tom told me that he thought that Mary was illiterate.

Tom bana Mary'nin okuryazar olmadığını düşündüğünü söyledi.

Unfortunately, there are 3.8 million illiterate people.

Türkiye'de okuma yazma bilmeyen ne yazık ki 3,8 milyon insan var.

Images are the books of the illiterate.

- Görüntüler cahilin kitaplarıdır.
- Görüntüler okumamışın kitaplarıdır.

Almost 60% of illiterate youth are female.

Okuma yazma bilmeyen gençlerin neredeyse % 60'ı kadındır.

Four fifths of French were frankly illiterate towards 1685.

1685 itibarıyla Fransızların beşte dördü açıkça okuma yazma bilmiyordu.

Sami was illiterate. He could neither read nor write.

Sami cahildi. Ne okuyabilir ne de yazabilirdi.

Most of the peasants living in this godforsaken village are illiterate.

- Bu kahrolası köyde yaşayan köylülerin çoğu cahildir.
- Bu kasvetli köyde yaşayan köylülerin çoğu cahildir.

They are not illiterate in the sense that they can not read or write at all.

Onların okuyamaması veya hiç yazmaması anlamında onlar cahil değiller.

- There are still people who don't know how to read.
- There are still people who are unable to read.
- There are still people who cannot read.
- There are still people who are illiterate.

Hâlâ okuyamayan insanlar var.