Examples of using "Illiterate" in a sentence and their turkish translations:
- Tom okuma-yazma bilmiyor.
- Tom cahil.
- Tom okuryazar değil.
- Tom'un okuması yazması yok.
- Tom elifi görse mertek sanır.
- Ben okuma yazma bilmiyorum.
- Ben cahilim.
- Biz cahiliz.
- Okuryazar değiliz.
Sen okuma-yazma bilmiyorsun.
okuma yazma bilmeyenler de dahil.
Ben cahil değilim.
O okuma yazma bilmiyor.
Tom okuma yazma bilmeyen değil.
- Okuma yazma bilmiyor musun?
- Okuman yazman yok mu?
Tom'un okuma yazması yok mu?
- Sami okuryazar değildi.
- Sami cahildi.
Tom'un dedesi okuma yazma bilmiyordu.
Tom'un cahil olduğunu düşünüyorum.
Tom'un okuma yazması olmadığını biliyorum.
Tom, okuryazar olmadığını itiraf etti.
Okuyamıyorum.
Bir milyar yetişkin okuma yazma bilmemektedir.
Bir milyar yetişkin, okuma yazma bilmiyor.
Tom okuma yazma bilmiyor, değil mi?
Tom ve Mary okuryazar değiller.
Tom bilgisayar cahilidir.
Bin milyon yetişkin okuma yazma bilmiyor.
Bir milyar yetişkin okuma yazma bilmez.
Tom bana Mary'nin okuryazar olmadığını düşündüğünü söyledi.
Türkiye'de okuma yazma bilmeyen ne yazık ki 3,8 milyon insan var.
- Görüntüler cahilin kitaplarıdır.
- Görüntüler okumamışın kitaplarıdır.
Okuma yazma bilmeyen gençlerin neredeyse % 60'ı kadındır.
1685 itibarıyla Fransızların beşte dördü açıkça okuma yazma bilmiyordu.
Sami cahildi. Ne okuyabilir ne de yazabilirdi.
- Bu kahrolası köyde yaşayan köylülerin çoğu cahildir.
- Bu kasvetli köyde yaşayan köylülerin çoğu cahildir.
Onların okuyamaması veya hiç yazmaması anlamında onlar cahil değiller.
Hâlâ okuyamayan insanlar var.