Examples of using "Hears" in a sentence and their turkish translations:
Tom bir şey duyduğunu biliyor.
Tom bir şey duyduğunu düşünüyor.
O her gece silah sesi duyar.
Biri kulaklarıyla duyar.
Onun bunu duyması önemlidir.
Onun bunu duyması önemli.
O gün boyunca İngilizce duyar.
Bağırıyorum fakat kimse beni duymuyor.
Duymak istediğini duyuyor.
Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.
Tom bu şarkıyı her duyuşunda ağlar.
Tom arada bir Mary'den haber alır.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
Köpeğim ne zaman gök gürültüsünü duysa masanın altına siner.
Bu olayın duyulmamasını sağlayacağım.
Tom yaylı sazlar dörtlüsü duyduğunda sık sık Mary'yi düşünür.
O bunu başka birinden duymadan önce Tom'a söylemek zorundayız.
Tom'un seçici bir işitmesi var. O sadece duymak istediğini duyar.
Tom bu şarkıyı ne zaman duysa Boston'daki günleri hatırına gelir.
Oğlunun güvenli varışını duyana kadar anne rahat olmayacaktır.
Hakimin yeni kanıtları duyduğunda kararını değiştireceğini düşünüyor musunuz?
Fred yüksek sesli müzik duyduğunda, rahatsız olur.
O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.