Examples of using "Gown" in a sentence and their turkish translations:
Lütfen bu geceliği giy.
Gecelik ipekten yapılır.
Mary beyaz bir elbise giyiyordu.
- Elbisemi nasıl buldun?
- Nasıl, elbisemi beğeniyor musun?
Saten bir gecelik giymişti.
Tom mavi bir hastane elbisesi giyiyordu.
kaşıntı yapan mavi bir hastane elbisesinin içine saklanıp, ağlayarak.
Dansta herkes benim elbisemi övdü.
Yaşam, bitlerle dolu harika bir elbisedir.
Hayatımda hiç uyku tulumu giymedim.
Şapkan ve elbisen içinde seni görmeye can atıyorum.
Tom'u son gördüğümde hastane kıyafeti giyiyordu.
Alarm çaldığında saat on ikiye çeyrek vardı. Bay Cunningham yeni yatmıştı ve Bay Alec ropdöşambırıyla piposunu tüttürüyordu.