Translation of "Lying" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Lying" in a sentence and their turkish translations:

- Stop lying.
- Quit lying.

Yalan söylemeyi bırak.

- You are lying.
- You're lying.

Yalan söylüyorsun.

- Tom is lying.
- Tom's lying.

Tom yalan söylüyor.

- He is lying.
- He's lying.

- O yalan söylüyor.
- Yalan söylüyor.

- Sami was lying.
- Sami is lying.

Sami yalan söylüyor.

- He wasn't lying.
- He was not lying.
- She was not lying.

O, yalan söylemiyordu.

- Either Tom's lying or Mary's lying.
- Either Tom is lying or Mary is lying.
- Either Tom is lying or Mary is.

Ya Tom yalan söylüyor ya da Mary yalan söylüyor.

They're lying.

Onlar yalan söylüyorlar.

I'm lying.

Ben yalan söylüyorum.

Everyone's lying.

Herkes yalan söylüyor.

She's lying.

O yalan söylüyor.

- Tom is lying.
- Tom's lying.
- Tom lies.

Tom yalan söylüyor.

- They're not lying.
- They are not lying.

Onlar yalan söylemiyorlar.

- She wasn't lying.
- She was not lying.

Yalan söylemiyordu.

- You weren't lying.
- You were not lying.

Sen yalan söylemiyordun.

- They weren't lying.
- They were not lying.

Onlar yalan söylemiyorlardı.

- You're not lying.
- You are not lying.

Sen yalan söylemiyorsun.

- Tom is obviously lying.
- Tom is clearly lying.

Tom açıkça yalan söylüyor.

- I think he's lying.
- I think she's lying.

Sanırım o yalan söylüyor.

- Tom may be lying.
- Tom might be lying.

Tom yalan söylüyor olabilir.

- Everybody knows that you're lying.
- Everyone knows that you're lying.
- Everybody knows you're lying.

Herkes yalan söylediğini biliyor.

You're obviously lying.

Sen açıkçası yalan söylüyorsun.

Lying is shameful.

Yalan söylemek utanç verici.

He hated lying.

O yalan söylemekten nefret ediyordu.

They're all lying.

Onların hepsi yalan söylüyor.

He's clearly lying.

O açıkça yalan söylüyor.

She's clearly lying.

O açıkça yalan söylüyor.

Maybe you're lying.

Belki de yalan söylüyorsun.

Tom isn't lying.

Tom yalan söylemiyor.

Tom hated lying.

Tom yalan söylemekten nefret ediyordu.

Lying is wrong.

Yalan söylemek yanlıştır.

You're lying again.

Yine yalan söylüyorsun.

I was lying.

Yalan söylüyordum.

You lying bastard!

Seni yalancı piç!

You're just lying.

Sadece yalan söylüyorsun.

You're lying now.

Şimdi yalan söylüyorsun.

Tom wasn't lying.

Tom yalan söylemiyordu.

Is Tom lying?

Tom yalan söylüyor mu?

Are you lying?

Yalan söylüyor musun?

I wasn't lying.

Yalan söylemiyordum.

Were they lying?

Onlar yalan söylüyor muydu?

She was lying.

Yalan söylüyordu.

Someone is lying.

Birisi yalan söylüyor.

Please stop lying.

Lütfen yalan söylemeyi kes.

I hated lying.

Yalan söylemekten nefret ettim.

You're always lying.

Hep yalan söylüyorsun.

Tom regretted lying.

Tom yalan söylediğine pişman oldu.

I regretted lying.

Yalan söylediğime pişman oldum.

She's obviously lying!

Açıkçası o yalan söylüyor!

She is lying.

Yalan söylüyor.

- Tom thinks you're lying.
- Tom thinks that you're lying.

- Tom, yalan söylediğini düşünüyor.
- Tom, yalan söylediğinizi düşünüyor.

- You're lying.
- You're lying!
- You're not telling the truth.

Yalan söylüyorsun!

- Tom must've been lying.
- Tom must have been lying.

Tom yalan söylüyor olmalı.

- I know that you're lying.
- I know you're lying.

Yalan söylediğini biliyorum.

"Why are you lying to me?" "I'm not lying."

"Neden bana yalan söylüyorsun?" "Ben yalan söylemiyorum."

- You are lying to me.
- You're lying to me.

- Bana yalan söylüyorsun.
- Bana yalan söylüyorsunuz.

- Tom could've been lying.
- Tom could have been lying.

Tom yalan söylüyor olabilirdi.

- You were lying, weren't you?
- You were lying, right?

Yalan söylüyordun, değil mi?

- Tom knows you're lying.
- Tom knows that you're lying.

Tom senin yalan söylediğini biliyor.

- It's obvious that you're lying.
- It's obvious you're lying.

Yalan söylediğin apaçık.

- I know you're not lying.
- I know that you're not lying.
- I know that you aren't lying.
- I know you aren't lying.

- Yalan söylemediğini biliyorum.
- Uzanmadığını biliyorum.

- Everyone knows Tom is lying.
- Everybody knows Tom is lying.
- Everybody knows that Tom is lying.
- Everyone knows that Tom is lying.

Tom'un yalan söylediğini herkes biliyor.

- I regretted lying to her.
- I regretted lying to them.

Ona yalan söylediğime pişman oldum.

- He is lying.
- He is telling a lie.
- He's lying.

- O, yalan söylüyor.
- Yalan söylüyor.

- I've been lying to you.
- I was lying to you.

Sana yalan söylüyordum.

Or somebody is lying

veya birileri yalan söylüyor

Your eyes are lying.

Gözlerin yalan söylüyor.

Obviously, he is lying.

Belli ki yalan söylüyor.

Tom thinks you're lying.

Tom, yalan söylediğini düşünüyor.

- She's lying.
- She lies.

O yalan söylüyor.

I think you're lying.

Sanırım yalan söylüyorsun.

Stop lying to me.

Bana yalan söylemeyi bırak.

I'm not lying now.

Ben artık yalan söylemiyorum.

Maybe Tom is lying.

Belki Tom yalan söylüyor.

They're lying to us.

Onlar bize yalan söylüyor.

You're a lying pig.

- Yalancı domuz.
- Hınzır bir yalancısın.

You're lying, aren't you?

Yalan söylüyorsun, değil mi?

He says you're lying.

O senin yalan söylediğini söylüyor.

She says you're lying.

O senin yalan söylüyor olduğunu söylüyor.

I was lying earlier.

Daha önce yalan söylüyordum.

I think she's lying.

Onun yalan söylediğini düşünüyorum.

Tom is clearly lying.

Tom açıkça yalan söylüyor.

Somebody is lying here.

Burada birisi yalan söylüyor.

That would be lying.

Bu yalan söylemek olurdu.

Tom is lying again.

Tom yine yalan söylüyor.