Examples of using "Relieved" in a sentence and their turkish translations:
Tom rahatlamış görünüyor.
Tom rahatlamıştı.
Herkes rahat.
Rahatladım.
Tom gerçekten rahatlamış görünüyor.
Tom oldukça rahatlamış görünüyordu.
Ben rahatlamış hissediyorum.
Tom rahatlamış görünüyordu.
Rahatlamış görünüyorsun.
Onlar rahatlamış görünüyor.
Herkes rahatlamış görünüyordu.
Tom rahatlamış görünüyordu.
Ben rahatlamış hissettim.
Rahatlamış görünüyorlardı.
Rahatlamış görünüyorsun.
Tom rahatlamış hissetti.
Sami kendini rahatlamış hissetti.
Tom rahatlamış görünüyor.
Güvende olduğun için rahatladım.
Tom rahatlamış görünmüyordu.
Sen rahatlamış görünmüyorsun.
Tom çok rahatlamış görünüyor.
Tom çok rahatlamıştı.
Şimdi rahatlamış hissediyorum.
Onların hepsi rahatlamış görünüyordu.
Tom gerçekten rahatlamış görünüyor.
Tom oldukça rahatlamış görünüyordu.
Ben çok rahatlamıştım.
- Gerçekten rahat görünüyorsun.
- Gerçekten rahatlamış görünüyorsun.
Çok rahatlamış görünüyorsun.
Tom rahatlamış göründüğümü söyledi.
Tom'un rahatladığını biliyorum.
Sanırım Tom rahat.
Tom kendini rahatlamış hissettiğini söyledi.
Tom rahatlamış görünüyordu.
Tom beni gördüğüne rahatlamış gibi görünüyordu.
Bunu duymak beni rahatlattı.
Uykusuzluktan kurtuldu.
Sen derinden rahatlamış olmalısın.
Rahatlamış görünüyorsun.
Sen kendini çok rahatlamış hissetmelisin.
Tom ve Mary rahatlamış görünüyor.
Tom komuta görevinden alındı.
Tom ve ben rahatladık.
Sanırım Tom rahat.
Tom onu duyduğuna rahatlamıştı.
Onu sorumluluğundan kurtardım.
Tom'un rahatlamış olacağından eminim.
Rahatlayıncaya kadar görevinde kal.
Tom beni gördüğüne rahatlamış gibi görünüyordu.
Tom rahat.
Tom'un rahatladığını söyleyebilirim.
Tom Mary'yi gördüğü için rahatladı.
Rahatlamış gibi görünüyordun.
Tom rahatlamış gibi görünüyordu.
Tom, rahatladığını söyledi.
Onu duymak beni çok rahatlattı.
Tom bunu duyduğuna rahatlayacak.
Her neyse, test bitti rahatladım.
Ağır sorumluluğundan kurtuldu.
Onu bildiğim için çok rahatladım.
İlaç onu mide ağrısından kurtardı.
O Çin ilacı aldı, bu onun semptomlarını rahatlattı.
İster istemez biraz rahatladım.
Tom'un yüzünde rahatlamış bir ifade vardı.
Uçağım güvenle indiğinde rahatlamış hissettim.
Ben mesajı duyunca rahatladım.
Hayatta olduğunu, nefes aldığını görünce içim rahatladı.
Haberi duyduğumda çok rahatladım.
Onun hayatta olduğunu duyduğumda rahatladım.
Onun güvende olduğunu duyduğum için rahatladım.
Bir fincan kahve benim baş ağrımı hafifletti.
ve çok rahatlatıcı oldukları için bu sözler dehşet verici.
itaatsizliğe dönüştü : Komutanlığından kurtuldu ve Fransa'ya döndü.
Onun beni ne kadar rahat hissettirdiğini sana söyleyemem.
John'un anne babası onun güvende olduğunu duydukları için rahatlamış görünüyorlardı.
Tom'un ciddi şekilde yaralanmadığını duyduğumda rahatlamıştım.
Uzakta bir ışık gördüğümüzde rahatladık.
Operasyonun başarılı olduğunu bilmek beni rahatlattı.
Tom Mary'nin güvenli şekilde eve vardığını duyduğunda rahatladı.
Biz kötü tehlikelerin bittiğini keşfettiğimizde çok rahatladık.
Söylemek istediğim her şeyi söyledikten sonra rahatladım.
Fas'a sağ salim vardığını duyunca rahatladım.
John'un ebeveynleri uçağın zamanında geldiğini duydukları için rahatlamış gibi görünüyorlardı.
Söylemek istediğim her şeyi söyledikten sonra oldukça rahatlamış hissettim.
O, onun zengin yeni bir erkek arkadaşı olduğunu öğrendiğinde rahatladı.
Tom Mary'nin nabzını kontrol etti ve onun hâlâ hayatta olduğunu öğrendiği için rahatladı.