Translation of "Relieved" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Relieved" in a sentence and their turkish translations:

- Tom looks relieved.
- Tom seems relieved.

Tom rahatlamış görünüyor.

- Tom is relieved.
- Tom was relieved.

Tom rahatlamıştı.

Everyone's relieved.

Herkes rahat.

I'm relieved.

Rahatladım.

- Tom seems genuinely relieved.
- Tom looks really relieved.

Tom gerçekten rahatlamış görünüyor.

- Tom looked rather relieved.
- Tom seemed pretty relieved.

Tom oldukça rahatlamış görünüyordu.

I feel relieved.

Ben rahatlamış hissediyorum.

Tom looked relieved.

Tom rahatlamış görünüyordu.

You look relieved.

Rahatlamış görünüyorsun.

They look relieved.

Onlar rahatlamış görünüyor.

Everyone looked relieved.

Herkes rahatlamış görünüyordu.

Tom seemed relieved.

Tom rahatlamış görünüyordu.

I felt relieved.

Ben rahatlamış hissettim.

They looked relieved.

Rahatlamış görünüyorlardı.

You sound relieved.

Rahatlamış görünüyorsun.

Tom felt relieved.

Tom rahatlamış hissetti.

Sami felt relieved.

Sami kendini rahatlamış hissetti.

Tom seems relieved.

Tom rahatlamış görünüyor.

- I am relieved that you are safe.
- I'm relieved you're safe.
- I'm relieved that you're safe.

Güvende olduğun için rahatladım.

Tom didn't seem relieved.

Tom rahatlamış görünmüyordu.

You don't seem relieved.

Sen rahatlamış görünmüyorsun.

Tom looks very relieved.

Tom çok rahatlamış görünüyor.

Tom was very relieved.

Tom çok rahatlamıştı.

Now I feel relieved.

Şimdi rahatlamış hissediyorum.

They all looked relieved.

Onların hepsi rahatlamış görünüyordu.

Tom looks really relieved.

Tom gerçekten rahatlamış görünüyor.

Tom looked rather relieved.

Tom oldukça rahatlamış görünüyordu.

I was very relieved.

Ben çok rahatlamıştım.

You look really relieved.

- Gerçekten rahat görünüyorsun.
- Gerçekten rahatlamış görünüyorsun.

You look very relieved.

Çok rahatlamış görünüyorsun.

- Tom said I looked relieved.
- Tom said that I looked relieved.

Tom rahatlamış göründüğümü söyledi.

- I know that Tom is relieved.
- I know Tom is relieved.

Tom'un rahatladığını biliyorum.

- I think Tom is relieved.
- I think that Tom is relieved.

Sanırım Tom rahat.

- Tom said he felt relieved.
- Tom said that he felt relieved.

Tom kendini rahatlamış hissettiğini söyledi.

- Tom looked relieved.
- Tom seemed relieved.
- Tom seemed relaxed.
- Tom seemed to be relaxed.
- Tom seemed to be relieved.

Tom rahatlamış görünüyordu.

- Tom appeared relieved to see me.
- Tom seemed relieved to see me.

Tom beni gördüğüne rahatlamış gibi görünüyordu.

I'm relieved to hear that.

Bunu duymak beni rahatlattı.

She was relieved from insomnia.

Uykusuzluktan kurtuldu.

You must be deeply relieved.

Sen derinden rahatlamış olmalısın.

You seem to be relieved.

Rahatlamış görünüyorsun.

You must feel very relieved.

Sen kendini çok rahatlamış hissetmelisin.

Tom and Mary look relieved.

Tom ve Mary rahatlamış görünüyor.

Tom was relieved of command.

Tom komuta görevinden alındı.

Tom and I were relieved.

Tom ve ben rahatladık.

I think Tom is relieved.

Sanırım Tom rahat.

Tom was relieved to hear that.

Tom onu duyduğuna rahatlamıştı.

I relieved him of his burden.

Onu sorumluluğundan kurtardım.

I'm sure Tom will be relieved.

Tom'un rahatlamış olacağından eminim.

Remain at your post until relieved.

Rahatlayıncaya kadar görevinde kal.

Tom appeared relieved to see me.

Tom beni gördüğüne rahatlamış gibi görünüyordu.

- Tom is relieved.
- Tom became calm.

Tom rahat.

I could tell Tom was relieved.

Tom'un rahatladığını söyleyebilirim.

Tom was relieved to see Mary.

Tom Mary'yi gördüğü için rahatladı.

You looked like you were relieved.

Rahatlamış gibi görünüyordun.

Tom looked like he was relieved.

Tom rahatlamış gibi görünüyordu.

Tom said that he was relieved.

Tom, rahatladığını söyledi.

I'm very relieved to hear that.

Onu duymak beni çok rahatlattı.

- Tom is going to be relieved to hear that.
- Tom will be relieved to hear that.

Tom bunu duyduğuna rahatlayacak.

Anyhow, I'm relieved the test is over.

Her neyse, test bitti rahatladım.

He was relieved of his heavy responsibility.

Ağır sorumluluğundan kurtuldu.

I am very much relieved to know that.

Onu bildiğim için çok rahatladım.

The medicine relieved him of his stomach-ache.

İlaç onu mide ağrısından kurtardı.

She took Chinese medicine, which relieved her symptoms.

O Çin ilacı aldı, bu onun semptomlarını rahatlattı.

I can't help but feel a little relieved.

İster istemez biraz rahatladım.

Tom had a relieved expression on his face.

Tom'un yüzünde rahatlamış bir ifade vardı.

I felt relieved when my plane landed safely.

Uçağım güvenle indiğinde rahatlamış hissettim.

I was relieved when I heard the message.

Ben mesajı duyunca rahatladım.

I was very relieved that she was alive, breathing.

Hayatta olduğunu, nefes aldığını görünce içim rahatladı.

I felt very relieved when I heard the news.

Haberi duyduğumda çok rahatladım.

I was relieved to hear that he was alive.

Onun hayatta olduğunu duyduğumda rahatladım.

I was relieved to hear that he was safe.

Onun güvende olduğunu duyduğum için rahatladım.

A cup of coffee relieved me of my headache.

Bir fincan kahve benim baş ağrımı hafifletti.

Because it makes you feel relieved, that word is awful.

ve çok rahatlatıcı oldukları için bu sözler dehşet verici.

Insubordination: he was relieved of command, and returned to France.

itaatsizliğe dönüştü : Komutanlığından kurtuldu ve Fransa'ya döndü.

I can't tell you how relieved that makes me feel.

Onun beni ne kadar rahat hissettirdiğini sana söyleyemem.

John's parents seemed relieved to hear that he was safe.

John'un anne babası onun güvende olduğunu duydukları için rahatlamış görünüyorlardı.

I was relieved to hear that Tom wasn't seriously injured.

Tom'un ciddi şekilde yaralanmadığını duyduğumda rahatlamıştım.

We felt relieved when we saw a light in the distance.

Uzakta bir ışık gördüğümüzde rahatladık.

I was relieved to know that the operation was a success.

Operasyonun başarılı olduğunu bilmek beni rahatlattı.

Tom was relieved to hear that Mary had arrived home safely.

Tom Mary'nin güvenli şekilde eve vardığını duyduğunda rahatladı.

We were greatly relieved to find that the worst dangers were over.

Biz kötü tehlikelerin bittiğini keşfettiğimizde çok rahatladık.

I feel relieved after having said all that I wanted to say.

Söylemek istediğim her şeyi söyledikten sonra rahatladım.

I'm relieved to hear that you arrived safe and sound in Morocco.

Fas'a sağ salim vardığını duyunca rahatladım.

John's parents seemed relieved to hear that his plane was on time.

John'un ebeveynleri uçağın zamanında geldiğini duydukları için rahatlamış gibi görünüyorlardı.

I felt quite relieved after I had said all I wanted to say.

Söylemek istediğim her şeyi söyledikten sonra oldukça rahatlamış hissettim.

He was relieved when she informed him that she had a rich new boyfriend.

O, onun zengin yeni bir erkek arkadaşı olduğunu öğrendiğinde rahatladı.

Tom checked Mary's pulse and was relieved to find that she was still alive.

Tom Mary'nin nabzını kontrol etti ve onun hâlâ hayatta olduğunu öğrendiği için rahatladı.