Examples of using "Encounter" in a sentence and their turkish translations:
Bir şans karşılaşması,
Bu bizim ilk karşılaşmamızdı.
Herhangi bir sorunla karşılaştın mı?
Onunla cinsel ilişki kurdu.
ama o kadar güzel bir buluşma ve karşılaşma oldu ki
Karşı karşıya gelirlerse toy yavrusu hayatından olabilir.
mahkemeye çıktıklarında çok kötü hissediyorlar.
ama daha eski çağlar bu tür hastalıklara pek rastlamıyoruz
derken bizim karşımıza şöyle bir olay çıkıyor
Bir ayı ile karşılaşırsam ne yapmam gerekir?
Belki de daha gelişmiş ve daha düşmanca bir komşuyla
Uşak bölgesinde ise resmi kazılara pek rastlamıyoruz
Batı Avrupa'nın Vikinglerle ilk travmatik karşılaşmasıydı.
Gözlerin güzel bir kadınla karşılaştığında, onu çok şaşırt.
En çok hangi tür hayvanlarla karşılaşmaktan korkarsınız?
ama merak etmeyin bu türlerle zaten karşılaşma ihtimalimiz çok düşük
Karşımıza çıkan örnekler var bir bakalım isterseniz
ölünün arkasından mevlüt okutmak gibi törenlerle karşılaşmayız
gibi sorular ile çok fazla karşılaşıyoruz.Peki nedir bu Google?
bu sayede ormanlarda bir sürü çeşit meyve ile karşılaşabiliriz
Giotto 10 Temmuz, 1992'de Kuyruklu yıldız Grigg-Skjellerup'la yakın bir karşılaşma yaptı.
Dün Tom sokakta rastgele biriyle bir tatsızlık yaşadı.
Bu karşılaşmada, saldıran gergedan pirinç tarlasından geçen Hintli bir köylüyü hedef alıyor.
Sorunla karşılaşırsanız, 7/24 müşteri desteği ve 30 günlük para iade garantisi vardır.
Yeni bir dil öğrenirken ben her zaman zaten bildiğim dillerde benzerliklere rastlıyorum.
Uyku ihtiyacını gidermek yerine ihmal edenler, sonrasında ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşacaklardır.
Kişisel deneyimlerimden, onunla tartışmanın ağzında kötü bir tat bırakacağını biliyorum.
Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.
Sigorta bize içinde yaşadığımız dünyanın tamamen güvenli olmadığını hatırlatıyor; biz hastalanabiliriz ya da beklenmedik şeylerle karşılaşabiliriz.