Translation of "Eloquent" in Turkish

You're eloquent.

Sen beliğsin.

Tom is eloquent.

Tom beliğdir.

Mary is eloquent.

Mary dilbazdır.

Tom certainly is eloquent.

Tom kesinlikle güzel konuşur.

- Some people think I'm eloquent.
- Some people think that I'm eloquent.

Bazı insanlar güzel konuşan olduğumu düşünürler.

- I'm not an eloquent person.
- I am not an eloquent person.

Dokunaklı konuşan bir kişi değilim.

- I'm not an eloquent man.
- I am not an eloquent man.

Ben etkili konuşan bir adam değilim.

Tom is eloquent, isn't he?

Tom dokunaklı, değil mi?

His speech is very eloquent.

Onun konuşması çok etkileyici.

She's always witty and eloquent.

O daima esprili ve gösterişli.

Tom is quite eloquent, isn't he?

- Tom oldukça dokunaklı, değil mi?
- Tom oldukça dilbaz, değil mi?

Tom certainly is an eloquent speaker.

Tom kesinlikle güzel konuşan bir konuşmacı.

Her face was eloquent of her sorrow.

Onun yüzü üzüntüsü yüzünden dokunaklıydı.

The president of this country is eloquent.

Bu ülkenin cumhurbaşkanı güzel konuşur.

The eloquent scholar readily participated in the debate.

Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı.

We were deeply impressed by the lecturer's eloquent speech.

Konferansçının belâgatlı konuşmasından derinden etkilendik.

Cicero was the most eloquent of the Roman orators.

Çiçero Roma hatiplerinin en güzel konuşanıydı.

- Tom has a way with words.
- Tom is articulate.
- Tom is eloquent.

Tom'un doğal bir konuşma yeteneği var.