Examples of using "Electrons" in a sentence and their turkish translations:
Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.
Katot ışınları elektron ışınlarıdır.
Pozitif atom çekirdekleri negatif elektronları çeker.
Atomlar proton, nötron ve elektronlardan oluşmaktadır.
Atomlar proton, elektron ve nötronlardan oluşur.
Göklere sihir hâkimdir. Güneş'in saçtığı elektronlar Dünya'yı bombardımana tutar.
Protonlar pozitif, elektronlar negatif yüke sahiptir ve nötronların yükü yoktur.
Her tür atomun içinde protonlar, nötronlar ve elektronlar denilen belirli benzersiz parçacıkları vardır.
Helium ikinci en basit atomdur. O, iki proton ve iki nötron içeren bir çekirdekten oluşur. Çekirdek etrafında 2 elektron döner.
Protonlar ve nötronlar atomun çekirdek denilen merkezinde bir araya gelirler. Elektronlar çekirdeğin etrafında dönerler.
Manyetosferin içinde, uzay plazmasının yoğunluğu (elektronlar ve iyonlar gibi yüklü parçacıklar), güneş rüzgarının hüküm sürdüğü dışarıdaki plazmadan çok daha düşüktür. Manyetopoz adı verilen sınır, iki farklı yoğunluk bölgesi farklı hızlarda hareket ettiğinde kararsız hale gelir.