Translation of "Rays" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Rays" in a sentence and their turkish translations:

- Dentists take x-rays to examine your teeth.
- Dentists examine teeth with x-rays.

Diş hekimleri dişlerinizi incelemek için röntgen çekerler.

The aurora rays of the world

o aurora ışınlarını artık dünyanın

Ultraviolet rays are harmful to us.

Ultraviyole ışınları bizim için zararlı.

Cathode rays are beams of electrons.

Katot ışınları elektron ışınlarıdır.

Ultraviolet rays can cause skin cancer.

Ultraviyole ışınları cilt kanserine neden olabilir.

All harmful rays will come to earth

bütün zararlı ışınlar yeryüzüne gelecek

- Stars emit gamma rays at the time of their explosion.
- Stars emanate gamma rays when they explode.

Yıldızlar patladıkları zaman gama ışınları yayarlar.

Taking the last rays of light with it.

Günün son ışıklarını da beraberinde götürüyor.

It does not block all harmful sun rays.

zararlı güneş ışınlarının hepsini de engellemiyor yani.

The infant has been exposed to radioactive rays.

Bebek, radyoaktif ışınlara maruz kalmıştır.

I'll take some X-rays of your teeth.

Senin dişlerinin bir röntgenini çekeceğim.

Dentists take x-rays to examine your teeth.

Diş hekimleri dişlerinizi incelemek için röntgen çekerler.

The rays of the sun partially blinded Tom.

Güneşin ışınları Tom'u kısmen kör etti.

The doctor used X-rays to examine my stomach.

Doktor midemi incelemek için X-ışınları kullandı.

X rays are used to locate breaks in bones.

X ışınları kemiklerdeki kırıkları bulmak için kullanılır.

Cosmic rays come from beyond our own solar system.

Kozmik ışınlar, güneş sistemimizin ötesinden gelirler.

To be protected from the harmful rays of the sun

güneşin zararlı ışınlarından korunabilmek

Where are the sun rays that are blocking it going?

engellediği güneş ışınları nereye gidiyor o zaman?

In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.

Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.

Laser rays are used in the restoration of ancient works.

Lazer ışınları eski eserlerin restorasyonunda kullanılmaktadır.

He put on sunglasses to protect his eyes from ultraviolet rays.

Gözlerini ultraviyole ışınlarından korumak için güneş gözlüğü taktı.

Hey harm the rays coming from the sun hey year 10% less

güneşten gelen zararlı ışınları hey yıl %10 daha az süzüyor

The last rays of the sun are reflected on the infinite sea.

Güneşin son ışınları sonsuz deniz üzerine yansıyor.

The rays of the morning sun spark the fire of my soul.

Sabah güneşinin ışınları ruhumun ateşini harekete geçirdi.

Snow is white because its molecules reflect all the colors of the sun's rays.

Kar beyazdır çünkü onun molekülleri güneş ışınlarının tüm renklerini yansıtır.

But even five-meter manta rays are dwarfed by the biggest fish in the sea.

Ama beş metrelik hayalet vatozlar bile denizlerdeki en büyük balığın yanında ufak kalır.

The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.

Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.

Don't worry about this. It's just a bad memory that will dissolve with the first rays of sunlight.

Bunun hakkında endişelenme. Bu, sadece güneşin ilk ışıklarıyla eriyecek kötü bir anı.

Within the past 30 years, astronomers have developed the ability to view the universe in radio waves, gamma-rays, and all energies in between. This ability has allowed us to discover amazing events in our universe.

Geçtiğimiz 30 yıl içinde gök bilimcileri radyo dalgaları, gama ışınları ve arasında kalan tüm enerjilerle evreni inceleme yeteneğini geliştirdiler. Bu yetenek evrenimizdeki şaşırtıcı olayları keşfetmemize imkan verdi.