Translation of "Drawer" in Turkish

- Tom shut the drawer.
- Tom closed the drawer.

Tom çekmeceyi kapattı.

Close that drawer.

O çekmeceyi kapat.

Close this drawer.

- Bu çekmeceyi kapatın.
- Bu çekmeceyi kapat.

Close the drawer.

Çekmeceyi kapatın.

The drawer won't open.

Çekmece açılmaz.

Tom unlocked the drawer.

Tom çekmecenin kilidini açtı.

The drawer is empty.

Çekmece boş.

Tom opened the drawer.

Tom çekmeceyi açtı.

I opened the drawer.

Çekmeceyi açtım.

What's in this drawer?

Bu çekmecenin içindeki ne?

This drawer won't open.

Bu çekmece açılmayacak.

I shut the drawer.

Çekmeceyi kapattım.

I closed the drawer.

Çekmeceyi kapattım.

It's in the drawer.

O, çekmecede.

Tom closed the drawer.

Tom çekmeceyi kapattı.

The desk drawer is open.

Masa çekmecesi açık.

There's nothing in this drawer.

Bu çekmecede bir şey yok.

Tom pulled open the drawer.

Tom açmak için çekmeceyi çekti.

Tom rummaged through the drawer.

- Tom çelmeceyi didik didik aradı.
- Tom çekmeceyi karıştırdı.

These were in my drawer.

Bunlar benim çekmecemdeydi.

Put it in the drawer.

Bunu çekmeceye koy.

Look in your top drawer.

En üst çekmecene bak.

Tom found the drawer empty.

Tom çekmeceyi boş buldu.

I opened the top drawer.

En üst çekmeceyi açtım.

- The butcher's knife is in the drawer.
- The butcher knife is in the drawer.

Kasap bıçağı çekmecede.

Let's look in their cutlery drawer.

Çatal bıçak çekmecesine bakalım.

I put it in the drawer.

Ben onu çekmeceye koydum.

I forgot to lock the drawer.

Çekmeceyi kilitlemeyi unuttum.

There's nothing else in the drawer.

Çekmecede başka bir şey yok.

There's something else in the drawer.

Çekmecede başka bir şey var.

Tom opened the left-hand drawer.

Tom sol çekmeceyi açtı.

I put one in the drawer.

Ben çekmeceye bir tane koydum.

Which one is your sock drawer?

Çorap çekmecen hangisi?

What else is in that drawer?

O çekmecede başka ne var?

There's more money in the drawer.

Çekmecede daha fazla para var.

The bureau drawer has several compartments.

Büro çekmecesinin birçok bölümü var.

The handkerchiefs are in the drawer.

Eşarplar çekmecede.

Will that key unlock this drawer?

O anahtar bu çekmeceyi açar mı?

There's nothing left in the drawer.

Çekmecede kalan bir şey yok.

She was careful opening the drawer.

O, çekmeceyi açarken dikkatliydi.

Tom couldn't get the drawer open.

Tom çekmeceyi açamadı.

- The clean towels are in the drawer.
- The clean towels are in the dresser drawer.

Temiz havlular çekmecede.

I found this in your desk drawer.

Masa çekmecenizde bunu buldum.

Put the knife back in the drawer.

Bıçağı çekmeceye geri koy.

Tom put the diary in the drawer.

Tom günlüğü çekmeceye koydu.

Put these dishes inside the drawer, please.

Bu kapları çekmeceye koyun lütfen.

There's a secret drawer in the desk.

Masada gizli bir çekmece var.

I searched the drawer for the key.

Anahtar için çekmeceyi aradım.

I hid it in my sock drawer.

Onu çorap çekmecemde sakladım.

They've lost the key to the drawer.

Onlar çekmece anahtarını kaybettiler.

Tom closed the drawer and locked it.

Tom çekmeceyi kapattı ve onu kilitledi.

Have you looked in the bottom drawer?

Alt çekmeceye baktın mı?

There are some pencils in the drawer.

Çekmecede kurşun kalemler var.

Tom tried to get the drawer open.

Tom çekmeceyi açmaya çalıştı.

Sami hid the money in a drawer.

- Sami parayı bir çekmecede sakladı.
- Sami parayı bir çekmeceye sakladı.

Tom took something out of the drawer.

Tom çekmeceden bir şey çıkardı.

While the Howards, they have this wooden drawer

Howard ailesinde ise ahşap çekmece

Tom wants to see what's in the drawer.

Tom çekmecede ne olduğunu görmek istiyor.

I am putting my pencils into the drawer.

Kalemlerimi çekmecenin içine koyuyorum.

He fished in the drawer for the key.

Çekmecede anahtarı aradı.

Tom opened the drawer to get a calculator.

Tom hesap makinesini almak için çekmeceyi açtı.

Why is this knife not in the drawer?

Bu bıçak neden çekmecede değil?

There are more of those in the drawer.

Çekmecede bundan daha fazlası var.

I opened the drawer to get a pencil.

Bir kurşun kalem almak için çekmeceyi açtım.

Tom put the scissors in his desk drawer.

Tom makası masa çekmecesine koydu.

Tom took a spatula out of the drawer.

Tom çekmeceden bir ıspatula çıkardı.

Tom put the hairbrush back in the drawer.

Tom saç fırçasını çekmeceye geri koydu.

Tom hid his money in a bureau drawer.

Tom parasını büro çekmecesine sakladı.

Tom hid the money in his underwear drawer.

Tom parayı iç çamaşırı çekmecesinde sakladı.

Mary hid the money in her sock drawer.

Mary parayı çorap çekmecesinde sakladı.

The notebooks should be put in a drawer.

Notebookların bir çekmeceye koyulmaları gerekir.

Tom has a drawer full of USB cables.

Tom'un USB kabloları ile dolu bir çekmecesi var.

He looked for the keys in the drawer.

O, çekmecede anahtarları aradı.

Tom put his appointment book in the drawer.

Tom randevu defterini çekmeceye koydu.

Tom didn't know how to open the drawer.

Tom çekmeceyi nasıl açacağını bilmiyordu.

- I think I have the key to that drawer.
- I think that I have the key to that drawer.

Sanırım o çekmece için anahtarım var.

He opened the drawer, and took out a letter.

O, çekmeceyi açtı ve bir mektup çıkardı.

I think what you want is in the drawer.

Sanırım istediğin şey çekmecede.

Tom put the stack of receipts into the drawer.

Tom makbuz destesini çekmeceye koydu.

Tom has a drawer full of letters from Mary.

Tom'un Mary'den gelen mektuplarla dolu bir çekmecesi var.

I kept it locked in my top desk drawer.

- Ben onu benim masanın üst çekmecesinde kilitli tuttum.
- Ben onu masamın üst çekmecesinde kilitli tuttum.

Tom yanked open the drawer and grabbed a pencil.

Tom çekmeceyi açtı ve bir kurşun kalemi kaptı.

Tom took a butcher knife out of the drawer.

Tom çekmeceden bir kasap bıçağı çıkardı.

Tom took a can opener out of the drawer.

Tom çekmeceden bir kutu açacağı çıkardı.

Tom didn't have enough strength to open the drawer.

Tom'un çekmeceyi açmak için yeterli gücü yoktu.

Tom went through all the files in the drawer.

Tom çekmecedeki tüm dosyaları inceledi.

Tom opened the drawer and took out a pencil.

Tom çekmeceyi açtı ve bir kurşun kalem çıkardı.

Your mother put your collage in the top drawer.

Annen kolaj resmini en üst çekmeceye koydu.

Tom rummaged through the drawer, looking for a pencil.

Tom çekmeceyi karıştırdı, bir kurşun kalem arıyordu.

There's a pair of scissors in the top drawer.

Üst çekmecede bir makas var.

Tom put his keys in the top dresser drawer.

Tom anahtarlarını üst şifonyer çekmecesine koydu.

Tom wanted to see what was in the drawer.

Tom çekmecede ne olduğunu görmek istiyordu.

- I can put it back in the drawer if you want.
- I can put them back in the drawer if you want.

İstiyorsan onu çekmeceye geri koyabilirim.

Tom took a pair of scissors out of the drawer.

Tom çekmeceden bir makas çıkardı.

Tom locked the drawer and put the key his pocket.

Tom çekmeceyi kilitledi ve anahtarı cebine koydu.