Translation of "Doubts…" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Doubts…" in a sentence and their turkish translations:

I have doubts.

Şüphelerim var.

I had doubts.

Benim şüphelerim vardı.

We had doubts.

Bizim şüphelerimiz vardı.

I have serious doubts.

Ciddi şüphelerim var.

I had no doubts.

Hiçbir şüphem yoktu.

I have no doubts.

Benim hiçbir şüphem yok.

Tom obviously has doubts.

Tom'un açıkçası şüpheleri var.

I had my doubts.

Şüphelerim vardı.

They have some doubts.

Onların bazı şüpheleri var.

Do you have doubts?

Şüphelerin mi var?

Tom never had doubts.

Tom'un şüpheleri yoktu.

I have my doubts.

Benim şüphelerim var.

Tom doubts Mary's sincerity.

- Tom Mary'nin samimiyetinden emin değil.
- Tom Mary'nin samimiyetinden şüphe duyuyor.

No one doubts Tom.

Hiç kimse Tom'dan şüphe etmiyor.

We never had doubts.

Hiç şüphemiz olmadı.

I never had doubts.

Hiç şüphem olmadı.

- Tom doubts that Mary loves you.
- Tom doubts Mary loves you.

Tom, Mary'nin seni sevdiğinden şüpheleniyor.

- Tom doubts that Mary can swim.
- Tom doubts Mary can swim.

Tom, Mary'nin yüzebileceğinden şüphe ediyor.

- Tom doubts that Mary can win.
- Tom doubts Mary can win.

Tom Mary'nin kazanabileceğinden şüphe ediyor.

Sure enough, he entertained doubts.

Elbette o yeterince şüphe uyandırdı.

I still have some doubts.

Hâlâ bazı şüphelerim var.

He is still having doubts.

O hâlâ şüphe duyuyor.

Tom's doubts have been confirmed.

Tom'un şüpheleri onaylandı.

I still have my doubts.

Hâlâ şüphelerim var.

Do you have any doubts?

Herhangi bir şüphen var mı?

Even Tom has his doubts.

Tom'un bile şüpheleri var.

Tom is still having doubts.

Tom hâlâ şüpheler yaşıyor.

Tom has some serious doubts.

Tom'un bazı ciddi kuşkuları var.

Does anyone still have doubts?

Herkesin hâlâ şüpheleri var mı?

I never had any doubts.

Hiç şüphem yoktu.

I'm beginning to have doubts.

Şüphe duymaya başlıyorum.

There are too many doubts.

Çok fazla şüphe var.

Did you have any doubts?

Hiç şüphen var mıydı?

It's OK to have doubts.

Şüphelenmek normal.

- Tom doubts that Mary can do that.
- Tom doubts Mary can do that.

Tom, Mary'nin onu yapabileceğinden şüphe ediyor.

Quotas leading to doubts in ability?

Kotalar beceriden kuşkulanmaya yol açar mı?

I have some doubts about it.

Onun hakkında bazı şüphelerim var.

I have doubts about his popularity.

Onun popülerliği hakkında şüphelerim var.

He that knows nothing, doubts nothing.

Hiçbir şey bilmeyen hiçbir şeyden şüphelenmez.

Materialists and madmen never have doubts.

Materyalistler ve deliler asla şüphe duymazlar.

I had my doubts about you.

Senin hakkında şüphelerim vardı.

I also have doubts about that.

Benim de onun hakkında şüphelerim var.

I have my doubts about that.

Benim o konuda şüphelerim var.

I have my doubts about Tom.

Tom hakkında şüphelerim var.

Tom doubts if it will rain.

Tom yağmur yağıp yağmayacağından şüpheli.

Tom doubts whether Mary is honest.

Tom Mary'nin dürüst olup olmadığından emin değil.

Tom doubts Mary's story is true.

Tom Mary'nin hikayesinin gerçek olduğundan şüphe ediyor.

I shared my doubts with Tom.

Şüphelerimi Tom'la paylaştım.

My doubts have been cleared up.

Benim şüphelerim temizlendi.

I do have doubts about that.

Bunun hakkında şüphelerim var.

I had doubts from the beginning.

Baştan beri şüphelerim vardı.

- He doubts if I will keep my promise.
- He doubts that I'll keep my promise.

Sözümü tutacağımdan şüphe ediyor.

- I have serious doubts about their plans succeeding.
- I have serious doubts about their plan succeeding.

Onun planının başarısı hakkında ciddi şüphelerim var.

There are no doubts regarding his integrity.

Onun bütünlüğünden hiç şüphe yok.

Tom has his doubts about this situation.

Tom'un bu durum hakkında şüpheleri var.

You never have any doubts, do you?

Hiç şüphen yok, değil mi?

I was beginning to have my doubts.

- Şüphelenmeye başlamıştım.
- Kafamda soru işaretleri oluşmaya başlamıştı.

They had some doubts about their commander.

Onların, komutanları hakkında bazı şüpheleri vardı.

I doubt everything, even my own doubts.

Her şeyden şüphe duyarım, kendi şüphelerimden bile.

I have my doubts about Tom's sincerity.

Tom'un samimiyeti hakkında şüphelerim var.

Tom doubts if Mary will come today.

Tom Mary'nin bugün gelip gelmeyeceğinden emin değil.

Ask Tom if you have any doubts.

Herhangi bir şüpheniz olup olmadığını Tom'a sorun.

- Tom doubts that Mary can take care of herself.
- Tom doubts Mary can take care of herself.

Tom, Mary'nin kendine bakabileceğinden şüphe ediyor.

But the returning scouting party dispelled all doubts…

Ancak keşif ekiplerinin dönüşü tüm şüpheleri ortadan kaldırdı!

No one doubts her fitness for the post.

Onun görev için uygunluğundan hiç kimsenin kuşkusu yok.

There will certainly be doubts about your proposal.

Kesinlikle önerin hakkında şüpheler var olacaktır.

He doubts if I will keep my promise.

Sözümü tutup tutmayacağımdan şüphe ediyor.

Tom doubts if Mary will keep her promise.

Tom, Mary'nin verdiği sözü tutup tutmayacağından emin değil.

Tom doubts if Mary will come on time.

Tom Mary'nin zamanında gelip gelmeyeceğinden şüphe ediyor.

I had my doubts from the get-go.

En başından beri şüphelerim vardı.

- Tom doubts that he'll be able get there on time.
- Tom doubts he'll be able get there on time.

Tom zamanında oraya varabileceğinden emin değil.

- Tom doubts what happened today will ever happen again.
- Tom doubts that what happened today will ever happen again.

Tom bugün olanın her zaman tekrar olacağından şüphe ediyor.

- I had no doubts that I was going to win.
- I had no doubts I was going to win.

Kazanacağımdan hiç şüphem yoktu.

This increases the doubts and becomes salt and pepper

Bu ise şüpheleri arttırmakta tuz ve biber oluyor

She tried hard to clear her mind of doubts.

Aklını şüphelerden temizlemek için çok çabaladı.

Tom doubts if Mary will come to school today.

Tom Mary'nin bugün okula gelip gelmeyeceğinden emin değil.

The Germans are starting to have doubts about Europe.

Almanlar Avrupa hakkında şüphe etmeye başlıyorlar.

I know all of you have doubts about me.

Hepinizin benim hakkımda şüpheleriniz olduğunu biliyorum.

I have doubts about the success of their plan.

Onun planının başarısı hakkında şüphelerim var.

- In a way you are right, but I still have doubts.
- In a way you're right, but I still have doubts.

Bir bakıma haklısın ama hâlâ şüphelerim var.

There are still doubts about how he won the election

seçimi nasıl kazandığı konusunda hala şüpheler var

I have some doubts about his coming in this weather.

Onun bu havada gelmesi hakkında bazı şüphelerim var.

Tom doubts if Mary will come to his birthday party.

Tom, Mary'nin doğum günü partisine gelip gelmeyeceğinden emin değil.

I had my doubts about whether that was the right choice.

Bunun doğru seçim olup olmadığı konusunda şüphelerim vardı.

To have doubts about oneself is the first sign of intelligence.

Kendin hakkında şüphelere sahip olmak zekanın ilk işaretidir.

- The members of the family had grave doubts regarding the explanation they received from the army.
- The family had grave doubts regarding the explanation they got from the army.
- The family had grave doubts regarding the explanation it received from the army.

Ailenin ordudan alınan açıklama ile ilgili ciddi şüpheleri vardı.

- I wouldn't be so sure about that.
- I have my doubts about that.

- Bu konuda çok emin olmazdım.
- Bundan tam emin olmazdım.

- Tom doubts if Mary will come tomorrow.
- Tom isn't sure if Mary will come tomorrow.

Tom Mary'nin yarın gelip gelmeyeceğinden emin değil.

- I will shoot anyone who questions my mercy.
- I will shoot anyone who doubts my mercy.

Merhametimden şüphe edeni vururum.

The members of the family had grave doubts regarding the explanation they received from the army.

Aile üyelerinin ordudan alınan açıklama ile ilgili ciddi şüpheleri vardı.

I think that nobody doubts that Carlos Núñez is one of the greatest pipe players in the world.

Ben hiç kimsenin Carlos Núñez'in dünyada en büyük boru oyuncularından biri olduğundan şüphe edeceğini düşünmüyorum.

There are doubts as to whether or not Tom will be able to participate in the next Olympics.

Tom'un önümüzdeki olimpiyatlara katılıp katılamayacağına dair şüpheler var.

- I could not get rid of my doubt about it.
- I wasn't able to get rid of my doubts about that.

Bu konudaki şüphelerimden kurtulamadım.