Examples of using "Accurate" in a sentence and their turkish translations:
O doğru.
Doğru mu?
Bu doğru değil.
Bu doğru.
Bu yeterince doğru.
Bu oldukça doğru.
Bu doğru.
O doğru değil.
Bu oldukça kesin.
Çeviri doğrudur.
Bu ne kadar doğru?
Doğru bilgiye ihtiyacımız var.
Bu veri doğru mu?
Veri doğruydu.
Bilgileriniz doğruydu.
Benim tahminlerim doğruydu.
Benim bilgim doğruydu.
Tom'un yorumları doğrudur.
Tom'un tahmini doğruydu.
Bu saat doğrudur.
- Tom'un açıklaması doğruydu.
- Tom'un tasviri doğruydu.
Bu tamamen doğru gibi görünüyor.
Tahminin doğruydu.
Tahminim doğruydu.
Bunun doğru olduğunu sanmıyorum.
Onun doğru olduğunu mu düşünüyorsun?
Tom rakamlarda hatasızdır.
Maalesef bilgi doğru.
Hava tahminleri nadiren doğrudur.
O doğru değildi, değil mi?
İnşallah bu doğrudur.
O, doğru bir rapor verdi.
Sanırım bu doğru.
Ne kadar doğru olabilirsin?
Bu doğru değil.
Saat doğru gidiyor.
Saatim çok doğru.
Atomik saatler çok doğrudur.
Bu doğru bir çeviri.
Umarım bu doğru bir bilgidir.
Cümle dil bilgisi yönünden doğru değildir.
Gerçekten doğru sorularının tadını çıkarıyorum.
Bu veri hiç doğru değil.
Boyut karşılaştırması artık doğru.
- Saymada yanlış yapmamaya özen göstermelisin.
- Sayımda hataya düşmemeye itina etmelisin.
Sanırım senin yanıtın doğru.
Onun doğru bir değerlendirme olduğunu düşünüyorum.
O tam olarak doğru bir karşılaştırma değil.
Saatim sizinkinden daha doğru.
Onun verileri hiç de doğru değil.
Bunun ne kadar doğru olduğundan emin değilim.
O, işinde çok özenlidir.
Kuledeki saat tamdır.
Sizin durum analiziniz doğrudur.
Tom'un söylediği şeyin doğru olduğunu düşünmüyorum.
Bu çevirinin tarihsel açıdan doğru olduğunu söyleyebilirsin.
Olayla ilgili kesin bir rapor hazırladı.
O tamamen doğru değil.
Sana söylediğim her şey doğru olmayabilir.
Bu raporun ne kadar doğru olduğunu düşünüyorsunuz?
Bu sayıların doğru olduğunu düşünüyor musun?
Bu doğru.
Yukarıdaki metin konuyla ilgili kesin bilgiler içermiyor.
Saatim doğrudur.
Onun davanın kesin bir raporunu hazırlaması gerekiyor.
Dürüst olmak gerekirse, ben dünyada en doğru kişi değilim.
O doğru değil.
Çünkü dersler en doğru terapist tarafından hazırlanıyordu:
bu konu ile ilgili en net ve en doğru bilgileri söyleyebiliriz
O tam olarak doğru değil.
Tom'un davranışı nedeniyle mahkeme Mary'nin hesabının doğru olduğuna inanıyor.
Bu doğru mu?
Kontak lenslerle, gözlükle elde edeceğinden daha doğru görüşü elde edersin.
Hislerime en iyi tercüman olan hal sevgi-nefret ilişkisi.
Bu, bugün ABD ile süren ilişkilerde her zamankinden daha çok doğrudur.
Fransız cümleyi anlamadım. İspanyolca çevirinin en doğrusu olduğunu düşünüyorum.
- Her şeyin en önemlisi bir saat doğru olmalı.
- Her şeyden önce bir saat doğru olmalı.
Demek ki neymiş,Google bize en doğru bilgiyi değil,sadece karşılığında para aldığı bilgiyi